Bu sebeple, 18 Haziran 1919 tarihinde, Trakya'ya verdiğim
direktifte işaret ettiğim bir noktanın uygulanma zamanı gelmiş bulunuyordu.
Hatırınızdadır ki, o nokta, Anadolu ve Rumeli'deki millî teşkilâtları
birleştirerek, bir merkezden temsil ve idare etmek üzere, Sivas'ta
genel bir millî kongre toplamaktı. Bu gayenin gerçekleştirilmesi için
yaverim Cevat Abbas Bey 21 /22 Haziran 1919 gecesi, Amasya'da yazdırdığım
genelgenin esas noktaları şunlardı :
1 - Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
2 - İstanbul hükûmeti üzerine aldığı sorumluluğun gereğini yerine
getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.
3 - Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
·
4 - Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine
getirmek ve haklarını gür sesle cihana duyurmak için her türlü baskı
ve kontroldan uzak millî bir hey'etin varlığı zarurîdir.
5 - Anadolu'nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sıvas'ta hemen
millî bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.
6 - Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini
kazanmış üç temsilcinin mümkün olan en kısa zamanda yetişmek üzere
yola çıkarılması gerekınektedir.
7 - Her ihtimale karşı, bu mesele milli bir sır olarak tutulmalı
ve temsilciler, gereğinde yolculuklarını kendilerini tanıtmadan
yapmalıdırlar.
8 - Doğu illeri adına, 23 Temmuzda, Erzurum'da bir kongre toplanacaktır.
O tarihe kadar öteki illerin temsilcileri de Sıvas'a gelebilirlerse,
Erzurum Kongresi'nin üyeleri de Sıvas genel kongresine katılmak
üzere hareket ederler.
Görüyorsunuz ki, bu yazdırdığım hususlar, zaten vermiş ve dört
gün önce Trakya'ya tebliğ etmiş olduğum bir kararın bir genelge
ile Anadolu'ya da bildirilmesinden ibarettir. Bu kararın 21/22 Haziran
1919 gecesi, karanlık bir odada alınmış korkunç ve esrarlı yeni
bir karar olmadığı, zannımca kolaylıkla takdir buyurulur
Bu noktanın aydınlanması için, arzu buyurursanız küçük bir açık
zorlamada bulunayım.
Efendiler, o müsvedde işte bu kâğıtlardır (göstererek), dört maddeliktir.
İçindekileri bildirdim. Sonunda benim imzam vardır. Bir de görevi
dolayısıyla Kurmay Başkanım olan Albay Kâzım Bey 'in (şimdiki İzmir
Valisi Kâzım Paşa), kurmay hey'etinden tebliğ işleriyle görevli
memur Husrev Bey 'in ( şimdi büyükelçi ), askerî makamlara şifreleyen
yaverim Muzaffer Bey 'in ve sivil makamlara şifreleyen bir memur
efendinin imzaları vardır. Bunlardan başka daha bazı imzalar vardır.
|