Rauf Bey, demecinin ne anlama geldiğini ve ne gibi
düşünceleri içine aldığını, her birini birer evirip çevirme ile yorumlayarak
dedi ki : '' Duygularım, Cumhuriyet rejiminden başka hiçbir rejimi
benimsemediğim yolundadır.'' Rauf Bey'in bu itirafı Meclis üyelerinde
sevinç yarattı ve ''bravo'' sesleri ile karşılandı.
Rauf Bey, ''aziz duygularım'', ''kutsal duygularım'' diye söylediği
bu sözlerinde samimî ve ciddî miydi? Ben, hiç çekinmeden hayır diyorum,
Efendiler. Çünkü, Ankara'dan ayrılırken, kendisine Cumhuriyet'ten
söz açan Meclis Başkanı Kâzım Paşa'ya : ''Buna engel olabilirsen,
memlekete büyük hizmet etmiş olursun'' diyen Rauf Bey olduğunu biliyorum.
Rauf Bey, Cumhuriyet'i bir puntuna getirip ilân eden sorumsuz kimselerden,
birtakım müşavir ve danışmanları kastettiğini de söyleyerek bunda
da yanlış anlama olduğunu anlatmak istedi ve ''böyle olunca benim
kullandığım ifadeden şu veya bu kimse sorumludur şeklinde bir anlam
çıkarılmasın; bunu benden beklemek doğru olmaz dedi.
Rauf Bey, sözlerindeki bu evirip çevirme ile de gösteriyordu ki,
bugünkü Parti Grubu toplantısında, Parti'nin şimşeklerini üzerine
çekmeden maksadına ulaşabilmek için, gereken noktalarda geri çekilme
ve sözlerimi evirip çevirme yolunu tutmuştu. Fakat, asıl görüşünden
vazgeçmiş değildi. Örnek olarak şu sözlere dikkat buyurunuz : ''Türkiye'de
hükümet şekli nedir?'' diye sorulacak sorulara karşı, hatırlarsınız
ki, büyük Başkanımız, bu kürsüden yapıcı bir cevap olarak ilân buyurdular
ki, ''Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'dir.'' ''Hangi idareye
benziyor?'' dediler. 'Bize benziyor. Çünkü biz, bize benzeriz. Bize
has bir idaredir'' buyurdular. Bu benim vicdanımı tatmin eden en
açık bir ifadeydi ve buna itiraz etmek çok güçtür. Zannetmem ki,
insaflı olmak şartıyla dışarıda ve içeride buna itiraz edecek bir
tek adam bulunsun. Bu inandırıcı ve büyük sözlerden sonra, sırf
bir kabine bunalımı yüzünden bu hükûmet şeklinin idare edilemez
bir şekil olarak gösterilip de ad değişikliğinden ibaret olan 'Cumhuriyet'
kelimesinin konmasını ve eskisine bu kadar güvendiğimiz hattâ halkın
da güvendiği bir şeklin sakat olduğunun bu bunalım devresinde anlaşıldığı
ileri sürülerek yeni bir hükûmet şeklinin getirilmesini doğru bulmuyoruz.
Bu duygunun etkisi altında kalanları gerici olarak kabul etmeyeceğinizden
emin olarak söylüyorum. Eğer bu da eksik görülürse, acaba bunu da
tamamlayacak yeni bir şekil var mıdır diye kararsızlık ve endişeye
düşenler vardır.''
''... Bir halk ki, Cumhuriyet'i istiyor; bir halk ki, hâkimiyet
kayıtsız şartsız miletin elinde oldukça bunun Cumhuriyet olduğunu
biliyor ve onu istiyor; istiyor ama uygulayamayız da başka bir rejimde
kalırız, diye halk üzüntü ve endişe duyarsa... üzülmek mi sevinmek
mi gerekir?''
|