Rauf Bey, Ankara'ya geldikten sonra, parti üyeleriyle
yakından ve arkadaşça temaslara girişti. Fakat bütün temas ve görüşmelerinden
bir maksat güttüğü anlaşılıyordu.
Rauf Bey, '' Cumhuriyet'in ilânında acele edilmiştir. Bu aceleye
sebep olanlar sorumsuz kimselerdir. Bu şekilde davranışın içyüzünü
anlamak gerekir. Meclis, millî hâkimiyeti hakkıyla koruyabilmelidir.
Gizli maksatlarla yönetilmeye ses çıkarılmazsa, nereye varılacağı
bilinemez. Cumhuriyet ilânını zarurî kılan sebep neymiş? Cumhuriyet'in
bizim için gerçekten yararlı ve lüzumlu olduğu ispat edilmelidir''
yollu birtakım propagandalarla, arkadaşları ve Parti'yi bize karşı
kışkırtmaya ve çevirmeye koyuldu.
Rauf Bey, İstanbul'daki demecinin sonunda demişti ki : ''Meclis
ve Hükûmet, bu acele edişin akla yatkın ve meşru bir sebebi bulunduğunu
millete göstermeli ve ispat etmelidir ve edecektir.''
Böylece pek güzel anlaşılıyordu ki, Rauf Bey'in geceli gündüzlü
devam ettiği temas ve görüşmelerden maksadı, parti ve Meclis üyelerine
bu görüşünü benimsetmekti. Bunu başardıktan sonra, Cumhuriyet'in
ilânı konusunu Meclis'te yeniden gündeme getirmek istiyordu.
Bununla güttüğü maksat da, Meclis'i ve Hükûmet'i Cumhuriyet'in
acele olarak ilânında akla yatkın ve meşru bir sebep olup olmadığını
ispata mecbur etmekti. Kendi aklınca ve taraftarlarının görüşüne
göre, akla yatkın ve meşru bir sebep göstermek güçtü. Akla yatkın
ve meşru bir sebebe dayanmayan Cumhuriyet'in ilânında acele edildiği
ve yanlışlık yapıldığı ortaya çıkacak ve sözde bu yanlışlık düzeltilecekti!
|