Efendiler, Rauf Bey de bu münasebetle, gazetecilere
demeç vermiştir. Rauf Bey'in Cumhuriyet'le ilgili görüşünü ve millî
hâkimiyetten ne anladıgını ortaya koyan demecini 1 Kasım 1923 tarihlİ
Vatan gazetesinde okumuştum. Vatan ve Tevhit gazetelerinin sahipleri
ve başyazarları ile Rauf Bey'in başbaşa vererek düzenledikleri sorularla
bunların cevaplarından bazılarını yeniden birlikte gözden geçirelim
:
Cumhuriyet konusunda, kamuoyunda, beklenmedik bir durumla karşılaşmış
olma duygusu varmış. Şimdiye kadar bulunduğu yüksek makamlar dolayısıyla
ve İstanbul milletvekili sıfatıyla Rauf Bey'in ne düşündüğünü seçmenlerinin
sorup öğrenmek hakları imiş... Efendiler, bu soruyu düzenleyenlere
biz de bir soru soralım :
Önce, kamuoyunun ne düşündüğünü hangi yolla nasıl öğrenmişler?
Sonra, İstanbul seçmenleri, yalnız tek iki gazeteciden mi ibaretti;
yoksa,bütün seçmenler, iki gazeteciye milletvekillerinin düşüncesini
sormak için vekâlet mi vermişlerdir? Yoksa bu, Rauf Bey'in : ''
Seçmenlerin bu hakkını büyük bir saygıyla kabul edenlerden olduğunu,
kendisini seçerken gösterdikleri yüksek güvene teşekkür borcu bulunduğunu
ve ona lâyık olmaya çalışacağını, kendisine verdikleri emaneti her
zaman ve her yerde korumak ve en iyi şekilde idare etmek için kudret
ve kabiliyetinin son kertesine kadar çalışacağına güvenmelerini''
söylemeye zemin hazırlamak için miydi? Gerçi, bir milletvekilinin
seçmenleri için bu yolda konuşması pek uygundur. Ancak, yerinde,
zamanında ve samimî olmak şartıyla! Yoksa, Curıhuriyet'in ilânında,
kamuoyunun beklenmedik bir durum karşısında bırakılmış olduğu şeklindeki
kasıtlı bir soruya karşı ''seçmenlerin verdikleri emaneti her zaman
ve her yerde koruyacağı ve en iyi şekilde idare edeceği'' yolunda
güvence vermeye kalkışmanın anlamı nedir?
Oysa, Efendiler, 29/30 gecesi İstanbul'da geçmiş olan bir olayı
açıklarsam bütün millet gibi İstanbul halkının da gerçek duygularının
ne olduğunu kolaylıkla anlarsınız. Cumhuriyet'in ilân edildiği gece,
İstanbul Komutanı Şükrü Nailî Paşa, İstanbul halkının temsilcileri
tarafından, Fatih Belediyesi'nde verilen bir ziyafete davetliydi.
Paşa, ziyafet sırasında Ankara'dan resmî bir bildiri aldı ve onu
uygulamaya koymadan önce İstanbul halkının sayın temsilcilerine
okudu. Bildiri şuydu :''Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet
ilânına karar verdi. Bunu yüz bir pâre top atışıyla ilân ediniz.''
|