Efendiler, her başarısızlığın sonunda birtakım dedikoduların ortaya
çıkması beklenmelidir. Gediz Muharebesi'den sonra da genel durum
feci bir görünüş arz edince, her tarafta dedikodular, haklı vehaksız
tenkitler başladı.
Bazıları ve hele Kuva-yı Seyyare'ciler, Ethem ve kardeşleri, bütüntün
suçu cephe komutanına ve düzen:i ordu tümenlerine atarak, kendileriningüç
durumda bırakılmış oldukları yolunda propaganda yaptırıyorlarve
"ordu komutanı kendi hatâlarını kapatmak için kusuru bize yükletiyor"diyorlardı.
Ordu da Kuva-yı Seyyare'nin hiçbir iş yapmadığını, yapma gücündeolmadığını,
savaşta verilen emirlere uymadığını, daima tehlikeden uzakbulunduğunu
iddia ve ispat ediyordu.
Efendiler, açıklamalara tekrar bıraktığım noktadan devam etmeküzere,
burada küçük bir olayı dile getirmeme müsaadenizi rica edeceğim.Bilindiği
üzere, Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu sırasında ortaya konanesaslara
göre, "İcra Hey'eti" adı verilen Hükûmet'in üyeleri, doğrudandoğruya
ve ayrı ayrı Meclis tarafından seçiliyordu. Bu usul 4 Kasım1920
tarihine kadar uygulandı. Bununla ilgili kanun, ancak 4 Kasım1920'de
: "Bakanlar, Büyük Millet Meclisi Başkanı'nın Meclis üiyelerindengöstereceği
adaylar arasından salt çoğunlukla seçilir" şeklinde değiştirildi.
|