Saygıdeğer Efendiler, doğu sınırlarımızda acele olan işimiz, C
el â l e t t i n A r i f B e y 'in, Erzurum'un inkılâp tarihinde
bıraktığı izi daha fazla ele alıp incelemeye elverişli değildir.
Arzu buyurursanız o günlerin doğusınırlarımızdaki ciddî işlerine
geçelim :
Yüksek hey'etinizce de bilinmektedir ki, Mondros Ateşkes Anlaşması'ndan
beri Ermeniler, gerek Ermenistan içinde, gerek sınıra yakınyerlerde,
Türkleri toplu olarak öldürmekten bir an geri durmuyorlardı.1920
yılının Sonbaharında Ermenilerce yapılan zulümler dayanılmaz birkerteye
geldi ve Ermenistan seferine karar verdik. 9 Haziran 1920 tarihinde,
Doğu bölgesinde geçici seferberlik ilân ettik. 15' inci Kolordu
Komutanı K â z ı m K a r a b e k i r P a ş a 'yı Doğu Cephesi Komutanıyaptık.
1920 Haziranında, Ermeniler, Oltu'da kurulan, mahallî Türk yönetimine
karşı hareketle, o bölgeyi ele geçirdiler. Dışişleri Bakanlığı'mıztarafından
Ermenilere 7 Temmuz 1920'de bir ültimatom verildi. Ermeniler aynı
şekilde hareketlerine devam ettiler. Sonunda, seferberlikten üçbuçuk
dört ay kadar sonra, Ermenilerin Kötek, Bardiz bölgelerinde toplanankuvvetlerimize
taarruzu ile savaşa başlandı.
Ermeniler, 24 Eylül 1920 sabahı Bardiz cephesinden baskın şeklinde
yaptıkları genel bir taarruz ile başarıya ulaştılar. Efendiler;
DoğuCephesi'nin bu can sıkıcı bilgiler veren raporunu okurken, C
e l â l e t t i n A r i f B e y 'in de, Ermenilerin taarruz günü
olan 24 Eylülde yazılmış, bildiğimiz ültimatomunu alıyordum (Belge
: 259). Ermeniler geri püskürtülüp girdikleri bölgelerden atıldılar.
Ordumuz 28 Eylül sabahı ileriharekete geçti. Aynı günde Erzurum'un
elli imzası da Ankara'ya taarruza geçiyor. Ne kötü tesadüf ! . .
. Sanki, bu Efendiler, Ermenilerle aleyhimizde harekete sözleşmiş
gibiler...
Ordu, 29 Eylülde Sarıkamış'a girdi, 30 Eylülde Merdenek işgaledildi.
Fakat bazı sebepler ve düşüncelerle 28 Ekim 1920 tarihine kadar,bir
ay, Sarıkamış - Lâloğlu hattında kaldı.
Bu sebeplerden birinin de, Erzurum'da bulunan C e l â I e t t i
nA r i f B e y ve arkadaşlarının yarattıkları durum olduğunu tahmin
buyurursunuz. Gerçekten de, K â z ı m K a r a b e k i r P a ş a
'nın 29 Eylül 1920 tarihinde Sarıkamış'tan çekilen telgrafında :
30 Eylülde cepheyi gezip gereken talimatı verdikten sonra Erzurum'a
giderek, oradageçen olayın sonuçlandırılacağı arz olunur... deniliyordu.
K â z ı m K a r a b e k i r P a ş a, 30 Eylül 1920 tarihinde, Sarıkamış'tan
C e l â l e t t i n A r i f B e y 'e yazdığı bir şifrede :"Erzurum
halkı adına kırk elli imza ile çekilen açık telgraf, dış düşmanların
milyonlarsarf ederek elde edemeyeceği bir belgedir. Olayın kendisinden
daha önemlive tehlikeli olan bu açık telgrafı dış düşmanların tehlike
ve tehdidinden.daha yıkıcı ve doğuracağı ağır sonuçları cephe durumundan
daha önemligördüğümden yarın Erzurum'a geleceğimi bildiririm"
diyordu.
C e l â l e t t i n A r i f B e y, 5/6 Ekim 1920 tarihli telgrafıyIa
özellikle vatansever ordu içinde değerli ve halkın güvenini kazanmışpek
çok subay ve üstsubay bulunduğundan, yolsuzluk şikâyetleri elbetteordunun
dayanma gücünü ve disiplin esaslarını etkileyecek kadar büyümemiştir
şeklinde bilgi veriyordu.
|