Erzurum Vali Vekilliğini üzerine alan Büyük MilletMeclisi İkinci
Başkanı'ndan da aynı tarihli,yani22 Eylül 1920 tarihli bir telgraf
aldım. Bu telgrafta deniliyor ki :"Silâhve cephaneler, erzak
ve terkedilmiş mallarda yapılmış olan yolsuzluklar,kanuna aykırı
ve sınırsız vergi toplama, kanunsuz baskı ve zorbalık halkın duygularını
büsbütün incitmiş... Erzurum halkının güvensiz ve ümitsiz bir duruma
düşerek, artık kendi elleriyle idare edilme gereğini tekkurtuluş
çaresi saydığı bir zamanda buraya geldik.Karabekir Paşa'nın da hareketi
memleket çıkarlarına uygun değildi. Bu sebeple,açıktan açığa yapılan
kötülük ve yolsuzluklara hemen son vermek ve yapanları cezalandırma
gereğinde halk topluca ısrar etti. Güvenilir tedbirlerin hemen alınması
isteği ve Vali Vekilliğini bizzat kabul etmekliğimPaşa da dahil
olduğu halde halk tarafından istirham edildi. VekilliğiHüseyin Avni
Bey'e vermek gereğini yazmıştım. Erzurum halkının kendilerinden
sayarak güven gösterdikleri Hüseyin AvniBey'in yirmi dört saate
kadar görevlendirildiğinin bildirilmesi. . . Celâlettin Arif"
(Belge : 258).
Saygıdeğer Efendiler, halkın kendi eliyle kendini idare etmesi
ilkesini ortaya koyan bizdik. Fakat bununla, asla her ilin veya
her bölgenin ayrı ayrı birer yönetim birliği kurmasını kastetmedik.
Maksadımızı,Büyük Millet Meclisi'nin ilk günlerinde açıkça ifade
ettik.
Meclis'in de kabul ettiği maksat ve gayemiz, millî iradenin kendinigösterdiği
tek yer olan Millet Meclisi'nin bütün vatanın mukadderatınıeline
aldığı şeklinde ifade edildi.
Bu Meclis'in başkanlarından biri olan ve Hükûmet'te bakan hem deAdalet
Bakanı olarak yer alan bir zatın, orduda veya herhangi bir yerdekanuna
aykırı bir hareketi ortaya çıkartmak ve sorumlularını kanununpençesine
teslim etmek için başvuracağı yol, birtakım beyinsizlere uyarak,
çok yakından tanıdığım, gerçekten vatansever Erzurumlu hemşehrilerimin
asla razı olamayacakları isyankâr bir durum almak mı olacaktı?
Hüseyin Avni Bey 'in 24 saate kadar Vali Vekilliğine tayinini istiyor.
Bu ültimatomun anlamı var mıydı?
Celâlettin Arif Bey, bu teklifini Kâzım KarabekirPaşa' ya da yapmış.
. .Kâzım Karabekir Paşa,ona demiş ki"Hüseyin Avni Bey,yedek
teğmen olarak sahnelerde subaylarıeğlendiren,hiçbir resmî görevde
bulunmamış sıradan bir adamdır. Bunu vali vekili yapmak Hükûmet'i
oyuncak etmeyi istemek olur."
Efendiler, Celâlettin Arif Bey'in ültimatomuna verdiğimcevap aynen
şöyleydi : şifre Geciktirelemez Sayı : 388 Ankara, 23.9.1920
Erzurum'da Adalet Bakanı Celâlettin Arif Beyefendi'ye
İlgi : 22.9.1920 tarihli şifre : İlk telgrafınızı önemle dikkate
almış ve bukonuda Doğu Cephesi Komutanlığı ile haberleşilmekte olduğunu
yazmıştım. Adıgeçen komutanlıkça gereğinin yerine getirileceği pek
tabiî idi. Buna rağmen, biribiri ardınca yapılan kanunsuz ve isabetsiz
teklif ve teşebbüsleriniz Hükûmet tarafından hayretle karşılanmıştır.
İçişleri ve Millî Savunma Bakanlıklarınca ilgilimakamlara gerekli
tebligatta bulunulmuştur. Zâtıâlilerinin Hükümet'in lüzum gördüğü
açıklamaları yapmak ve gerekirse Meclis huzurunda da açıklamalarda
bulunmak üzere Ankara'ya hemen dönmeniz gerekmektedir. Büyük Millet
Meclisi Başkanı Mustafa Kemal
Efendiler, Kâzım Karabekir Paşa, 22 Eylül 1920 tarihli bir şifresinde,
şu bilgileri veriyordu :
Şimdi anlıyorum ki, Celâlettin Arif Bey, daha Ankara'da iken,kendisiyle
bazı külâh kapmak isteyenler, güzel bir program yapmışlardır. Söz
gelişi, Hüseyin Avni Bey, Erzurum valisi olacak...CelâlettinArif
Bey Doğu İllerinin Genel Valisi olacak...
Celâlettin Arif Bey, ya oyuncu olarak oynatılıyor veyahutdaha karar
vermedim, pek zekidir, kendisi bir iş yapmak istiyor. Çünkü, HalitBey'i
bendenize sormadan yazması ve Hüseyin Avni Bey üzerinde direnmesi
başka bir anlam taşımıyor. Halit Bey'in Albay Kâzım Bey'learası
pek iyi olmadığından, kendisine Kâzım Bey aleyhinde bir karar verdirilebilir.Hüseyin
Avni Bey de vali adı altında güzel bir oyuncakolur.Hüseyin Avni
Bey'in vali vekilliğine teklif edildiğini işitenlerümitsizliğe dünüyorlar
ve öğreniyorlar. Özet olarak arz edeyim ki, Erzurum Milletvekili
Necati Bey'in kardeşi olup son zamanlarda Millî Eğitim Müdürlüğüne
getirilen Mithat Bey, halkın, bolşevikliği, iş beceremeyenlerin
mevkikapması şeklinde anladığını zannediyor. Bu zat, çıkarına düşkün
olduğundançoğunluk tarafından pek sevilmez. Halk hükümeti kurma
konusunda bendenizi müsait bulamadığından, Celâlettin Arif ve Hüseyin
Avni Bey'lerle haberleşelerek işin daha önceden hazırlandığını ve
kararlaştırıldığını sanıyorum.
Efendiler, Celalettin Arif Bey'i Ankara'ya davet eden23 Eylül tarihli
telgrafım, 24 Eylül tarihli çok sert bir telgrafla karşılandı. Bu
telgraf Meclis Başkanlığı'na hitaben yazılmıştı."Bakanlar Kurulu'nda
ve Büyük Millet Meclisi'nde okunacaktır" notunu da taşıyordu.Benim
telgrafımdaki iki kelimeyi, "kanunsuz" ve "isabetsiz"
kelimelerinialarak, Celalettin Arif Bey, Erzurum'daki teşebbüs ve
tekliflerini birer birer bu iki kelime ile tartıyordu."Bu mu
kanunsuzdur?" "Bumu isabetsizdir?" diyerek kendini
savunuyordu. Yaptığı işlerin ne olduğu, dolayısıyla verilen bilgilerden
anlaşıldığı için, hangisinin kanunsuzolmadığını ve hangisinin isabetsiz
bulunmadığını takdir etmek güç olmayacaktır. Celâlettin Arif Bey,
kanunsuz ve isabetsiz teklifin benden gelmeyeceğine Bakanlar Kurulu'nun
inanmasını beklerdim"dedikten sonra :Aranızda iddialarımı takdir
edecek arkadaşların bulunacağına inanıyorum sözleriyle, kendisini
takdir edebilmenin, ancakkendisinin eşi ve arkadaşı olmak durumunda
bulunmakla mümkün olabileceğini ortaya koyuyordu.Celâlettin Arif
Bey, seçim bölgesinde incelemelerde bulunmaksızın Ankara'ya dönemeyeceğini
de bildiriyordu.
|