Saygıdeğer Efendiler, takibini düşündüğüm sıraya göre, yüksek hey'etinizi
biraz Doğu Cephemizle meşgul edeceğim. Ancak, üzerinde duracağım
durumdan evvelki bir safha vardır ki, önce onu açıklamak gerekiyor.
Birinci Büyük Millet Meclisi'nde İkinci Başkan olan Erzurum MilletvekiliCelâlettin
Arif Bey 15 Ağustos 1920 tarihli bir dilekçeyleMeclis'ten iki ay
süreyle izin aldı. İleri sürdüğü mazeret, zihin yorgunluğundan ileri
gelen sürekli baş ağrısı idi. Aynı zamanda, çoktan beri görmediği
seçim bölgesinde de incelemeler yapmak istiyordu.
Celâlettin Arif Bey, Erzurum milletvekillerinden Hüseyin Avni Bey'in,
kendisiyle birlikte gönderilmesini benden özel olarakrica etti.
Hüseyin Avni Bey'in, Meclis'ten izin isteyebilmesi için belirli
bir mazereti yoktu. Ben, kendisini özel bir görevle gönderecektim.Bu
hususu, 18 Ağustos 1920'de Meclis'ten rica ettim. Kabul edildi.
Celâlettin Arif ve Hüseyin Avni Bey'lerin, Erzurum'avarışlarından
sonra,Celâlettin Arif Bey 'den 10, 15 / 16 ve 16 Eylül1920 tarihlerinde
üç şifreli telgraf aldım. Bu telgraflara göre, Erzurumhalkında gerginlik
ve kaynaşma varmış... Fakat, Celâlettin Arif Bey'in Ankara'dan Erzurum'a
hareketini haber alınca, halk beklemeyitercih etmiş... Kaynaşmanın
sebebi de, ordu ambarları, tüfek ve cephanekaybı ve süt dağıtımıyla
ilgiliymiş.
Celâlettin Arif Bey, bazı memurların değiştirilmesi ve cezalandırılması
gibi işlerde çabukluk istiyordu. Söz konusu memurların değiştirilme
vecezalandırılmalarında, Erzurum Vali Vekilliği'nde bulunanAlbay
Kazım Bey (İzmir Valisi Kazım Paşa) başta bulunuyordu.Celâlettin
Arif Bey, halkla görüşülerek, eski Adana Valisi Kazım Bey'inErzurum
valiliğine atanmasına karar verildiğinden, Trabzon yoluyla tebligat
yapılmasından ve Kazım Bey gelinceye kadar halk oylamasına başvurularak
bir vali vekili seçilmesinden söz ettikten sonra,verilecek olumlu
cevapla halkın gittikçe artan kaynaşması hemen yatıştırılmazsa,
tehlikeli sonuçlar doğacağından korkulmakta olduğunubildiriyordu.
Sonuncu telgrafında : Ankara, şikâyeti dikkate almadığından, mesele,
Ankara'ya güvenin sarsılması şekline dönüşebilecektir denilmekteydi.
Efendiler, Doğudaki kolordumuzda dehşetli bozulma ve yolsuzluklar
varmış... Bozulmanın derecesi o kadar artmış ki, halkın vatanseverlikduygusuna
dokunmuş... şiddetle kaynaşmasına yol açmış... Fakat, bu kadargenel
ve yatıştırılması mümkün olmayan kaynaşmayı Erzurum'da nevali vekili
ne kolordu komutanı anlamış! . . Hiçbir görevli, hiçbir ilgiliböyle
bir kaynaşmanın farkına varamamış, Hükûmeti haberdar eden hiçbirkimse
bulunmamış... Bununla birlikte halk, Celâlettin Arif Bey'inzihin
yorgunluğundan dolayı izinli, Hüseyin Avni Bey' in de benimtarafımdan
görevlendirilerek Erzurum'a hareket ettiklerini haber aldıklarından,
gerginlik ve kaynaşmalarını frenlemişler... Milletvekili Beylerinoraya
varmalarıyla birlikte açığa vuruyorlar.
Doğrusu Efendiler, ben bu bilgilere asla inanamadım.Celâlettin
Arif Beyve Hüseyin Avni Bey'lerin birer bahane bularak Erzurum'agitmelerini
anlamlı buldum ve hayret ettim. Hele, halkın genel oyuna başvurarak
vali atanmasıyla ilgili teklifin, hukuk profesörlüğü yapmış, kanun
adamı olarak tanınmış, Meclis-i Meb'usan Başkanlığı'ndan TürkiyeBüyük
Millet Meclisi İkinci Başkanlığı'na gelmiş, Celâlettin Arif Bey'den
geldiğini görmek hayretimi büsbütün artırdı.
Erzurum'daki Büyük Millet Meclisi İkinci Paşkanı'na, 16/ 17 Eylül1920
tarihinde : Telgraflarının Bakanlar Kurulu'nda okunduğunu,bu konuda
Cephe Komutanlığı ile haberleşme yapılmakta olduğunu bildirdim.
Doğu Cephesi Komutanlığı'ndan da,Celâlettin Arif Bey 'in telgraflarınıözetledikten
sonra, bilgi istedim ve görüşünü sordum.
|