Savaş hatlarına yakın köyler halkının yapabileceğini sanmadan,
hayalî sonuçlar beklemek akıllıca birbekleyiş olamaz.Memleketin
bütün kuvvet kaynak larından yararlanma şartlarına ve yetkilerine
sahipolduktan sonra bile, ciddî bir askerî teşkilât kurabilmek ve
bundan başarı sağlayabilmekiçin zaman şarttır. Bursa'da Bekir Sami
Bey'in emrine verilen kuvvetin esası,İzmir'de tüfek attırılmaksızın
Yunanlılara teslim edilen ve Yunan gemileriyleMudanya'ya çıkarılan
iki alay kadrosu değil miydi?Bu kuvvetin moralini düzeltmekiçin
istanbul Hükûmetleri herhangi bir tedbir almışlar mıydı? İstanbulHükûmetleri
değil miydi ki, Yunan taaruzundan önce, Balıkesir'de savunmaya çalışan
kuvvetlerimizin arkalarında Anzavur'u saldırttı?Yine İstanbul Hükûmeti,
Halife ve Padişah değil miydi ki, Yunan Cephesi'nde kullanılacak
oldukça kuvvetli bir tümeni, 24' üncü Tümeni Hendek - Düzce yolunda,
Hilâfet Ordusu ve âsîlerin grupları tarafındanaldatılarak dağıttırmış
ve komutanlarını şehit ettirmişti.
Memleketin alınyazısının sorumluluğunu yeni üzerine almış olanHükûmet,
bu tarihteki şartlar içinde acaba seferberlik yapabilmeyi düşünebilir
miydi? Memleketin neredeyse baştan başa Halife'nin fetvasıhükmünü
yerine getirmeye sürüklenip zorlandığı bir sırada, milleti askereçağırarak
doğru ve mümkün görülebilir miydi? Bundan başka, bütünmilleti silâh
altına çağırmadan önce, silâh sayısının, eldeki silâhı kullanılır
durumda tutabilmek için cephane ve para miktarları ile kaynakların
düşünülmesi zarurî değil miydi? Durumu incelerken ve tedbir düşünürken,
acı daolsa gerçeği görmekten bir an olsun uzak kalmamak gerekir.
Kelimizi ve birbirimizialdatmak için lüzum ve mecburiyet yoktur.Biz
durumun ve cephelerin ihtiyacındanhabersiz değiliz. Her taraftan
adıma sayısız telgraflar gelmektedir :"Büyük çapta düzenli
kuvvetler gönderiniz, şu kadar cephane gönderiniz,bunlar gelmezse
burada yeniliriz denilmekte,tehlike ve ateş içinde bulunmanızın
verdiği heyecan dolayısıyla, durum acı bir dille anlatılmaktakdır.
Bizim görevimiz ve durumumuz, onların üzüntü ve heyecanına katılarak
halkın maneviyatını kırmak değildir. Alcsine, acılara direnme gücü,
sebat ve ümit verecek şekildehareket etmektir.
Bundan sonra, elbette durumlar değişecek, bütün memleket ve millete
gerçekten ümit ve güven verecek tedbirler uygulanacaktır. Artık
bunaengel kalmamıştır. Hükûmet bir kısım doğumluları da silâh altına
alabilecektir.
|