Efendiler,1919 yılı içinde, millî teşebbüslerimize karşı başlayan
iç isyanlar, sür'atle memleketin her tarafına yayıldı.
Bandırma, Gönen, Susurluk, Kirmastı, Karacabey, Biga ve dolaylarında;
İzmit, Adapazarı, Düzce, Hendek, Bolu, Gerede, Nallıhan, Beypazarıdolaylarında;
Bozkır'da; Konya, Ilgın, Kadınhan, Karaman, Çivril, Seydişehir,
Beyşehir, Koçhisar dolaylarında; Yozgat, Yenihan, Boğazlıyan, Zile,Erbaa,
Çorum dolaylarında; İmranlı, Refahiye, Zara, Hafik ve Viranşehir
dolaylarında alevlenen karışıklık ateşleri, bütün memleketi yakıyor,hainlik,
cehalet, kin ve bağnazlık dumanlan bütün vatan göklerini yoğun karanlıklar
içinde bırakıyordu. İsyan dalgaları, Ankara'da karargâhımızın duvarlarına
kadar çarptı. Karargâhımızla şehir arasındaki telefon ve telgraf
hatlarını kesmeye kadar varan kudurmuşcasına kasıtlar karşısında
kaldık. Batı Anadolu'nun, İzmir'den sonra, yeniden önemli bölgeleride,
Yunan ordusunun taarruzlarıyla çiğnenmeye başlandı.
Dikkatle üzerinde durulmaya değer bir husustur ki, sekiz ay önce,millet,
Hey'et-i Temsiliye etrafında toplanarak, Damat Ferit Hükûmeti ile
ilişki ve haberleşmelerini kesmiş iken, Ali Galip 'in teşebbüsü
gibi tek tük olaylardan başka, böyle genel bir ayaklanma olmamıştı.
Bu seferki yaygın ve genel ayaklanmalar, sekiz ay zarfında, memleket
içinde çok hazırlık yapıldığını gösteriyordu. Damat Ferit Hükûmetinden
sonraki hükûmetlerle, millî şuurun korunması ve güçlendirilmesi
için yaptığımız mücadelelerin ne kadar haklı sebeplere dayandığı,
acı bir şekilde bir daha anlaşılmış oluyordu. Millî Mücadele'ye
kuvvet vermek için cephelerle ve ordu ile ilgilenme bakımından İstanbul'daki
hükûmetlerin gösterdiği başka türlü ihtimallerin acı sonuçları da
ayrıca görülecektir.
|