Efendiler, Meclis'e teklif ettiğim önemli bir husus da hükûmetin
kurulması konusuydu. Bu meseleninve bununla ilgili bir teklifte
bulunmanın, o devir için ne kadar nazik olduğunu takdir buyurursunuz.
Gerçek, Osmanlı saltanatının ve hilâfetin yıkılmış ve ortadan kalkmış
olduğunu düşünerek yeni temellere dayanan, yeni bir devlet kurmaktan
ibaretti. Fakat durumu olduğu gibi dile getirmek, amacın büsbütünkaybedilmesine
yol açabilirdi. Çünkü, halkın düşünce ve eğilimleri dahaPadişah
ve Halife'nin mazur durumda bulunduğu yolundaydı. HattâMeclis'te,
ilk anda, hilâfet ve saltanat makamıyla temas kurmak ve İstanbulHükûmeti'yle
uzlaşma aramak akımı başgöstermişti.
İstanbul'daki şartların, Halife ve Padişah ile ne açıkça ne de
özelve gizli olarak görüşmeye elverişli olmadığını açıklamaya çalıştım.
Böylebir temasla ne anlamak istediğimizi sordum. Eğer milletin,
bağımsızlığınıkazanmak ve vatanın bütünlüğünü sağlamak için çalışmakta
olduğunuhaber vermek için ise, buna gerek yoktur. Çünkü, Padişah
ve Halifeolan zatın da bundan başka bir şey düşünmesine ve istemesine
imkân varmıdır? Bunun aksini ağzından işitsem inanmam; mutlaka zorlamave
baskı altında söyletildiğini kabul ederim dedim. Aleyhimizde çıkarılmışolan
fetvanın uydurma olduğunu, İstanbul Hükûmeti'nin emir vebildirilerinin
dirilerinin yoruma muhtaç bulunduğunu söyleyerek,bazı zayıf kalpli
vekıt düşünceli kimselerin göstermek istedikleri ihtiyatı gerekli
bulmadığımızıbelirttim.
|