Efendiler, ,Ali Rıza Paşa Kabinesi'yle başladığımız temas
noktasına gelelim :
Arz etmiştim ki, hükûmet, bize bildirisini yayınlanmadan önce
vermediği için, biz de millete yapacağımız bildiriyi hükûmetin
görüşünü almaya gerek duymadan yayınlamıştık.
Bunun üzerine, hükûmet, Cemal Paşa vasıtasıyla, daha dört maddenin
çeşitli yollarla yayınlanmasını gerekli bulmakta olduğunu 9 Ekimde
bildirdi. Bu maddeler şunlardı :
1- İttihatçılarla bir ilişkinin bulunmadığı ,
2 - Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na karışmasının doğru
olmadığı, buna sebep olanlar aleyhinde adları da açıklanarak bazı
yayınlar yapılması ve haklarında kanunî kovuşturma açılarak
cezalandırılmaları,
3 - Bütün savaş suçlularının kanunî cezadan kurtulamayacakları,
4 - Seçimlerin serbestçe yapılacağı.
Cemal Paşa , bu maddeleri saydıktan sonra, bunların açık bir şekilde
belirtilerek yayınlanmasının, içeride ve dışarıda birtakım yanlış
anlamaların önüne geçeceğini ileri sürerek ve memleketin yüksek
çıkarlarının bir gereği olarak, özellikie olumlu karşılanmasını rica
ediyordu.
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesi'nin ne kadar cılız düştüğünü ve
gerçeği kavramaktaki görüş kıtlığını anlamak için bu maddeler sanki
birer ölçüdür. Devletin, içine düştüğü felâket uçurumunun derinlik
ve dehşetini görmekten âciz olan zavallılar, elbette ciddî ve gerçek
çareyi görmemek için gözlerini yumarlar. Çünkü, o ciddî ve ,gerçek
çare kendilerini daha çok dehşete düşürür.
Akıl ve kavrayışlarındaki kısırlık, tabiat ve ahlâklarındaki
zayıflık ve soysuzlaşma gereği böyledirler.
Çoktandır, köle olduğuna şüphe kalmamış olması gereken Padişah ve
Halife'nin köleliği ile elde edilebilecek iktidar makamının,
iktidarsızlığa örnek olması tabiî değil miydi?
Ferit Paşa'nın yerine gelen Ali Rıza Paşa iIe bir kısmı bundan
önceki kabinede de görev almış bulunan yeni çalışma arkadaşları,
Ferit Paşa'nın bırakmış olduğu noktadan başlayarak, onun
sonuçlandıramadığı düşman emellerini takip ve sonuçlandırmaya
çalışmaktan başka zaten ne yapabilecekti?
Bu, bizce, açık olarak biliniyordu. Fakat, tahmin ve takdir
buyurulacak birçok düşünce ve sebeplerle, hazımlı ve sabırlı
davranmaktan başka çıkar yol yoktu.
Efendiler, uzlaşmış görünmeyi uygun bulduğumuz bu yeni kabine ile
bizim görüşlerimiz arasındaki ayrılığın beliren ilk safhalarını
görmek için, bu dört madde ile ilgili görüşlerimizi içine alan
cevabımızı, Büyük Millet Meclisi zabıtlarının ilk günlerine ait
sayfalarında, lûtfen bir daha gözden geçirirsiniz.
Efendiler, bugünlerde İstanbul'daki basın mensupları bir dernek
kurmuşlar. 9 Ekimde, Tasviır-i Efkâr; Vakit; Akşam, Türk Dünyası ve
İstiktâl gazeteleri adına bazı sorular soruyorlar ve yayına esas
olacak görüşlerimizi almak istiyorlardı. Bunlara, gereken
açıklamalar yapıldı ve bilgiler verildi.
Bu basın hey'etinin başkanı VeIit Bey'in de kendi gazetesi adına
iIgi çekici soruları içine alan bir telgrafı vardı. Ona da yaverim
vasıtasıyla karşılık verdirdim. Bunları belgeler arasında
okuyacaksınız. |