Efendiler, Kastamonu'da vali bulunan İbrahim Bey, ben ordu müfettişi
iken, kurmay başkanım olan Albay Kâzım Bey'in şahsen tanıdığı bir
kimseydi. Bu sebeple kendisine her türlü sırlar bildirilmişti. Aramızda
şifreli haberleşmeler yapılıyordu. Kendisi İstanbul Hükûmeti tarafından
İstanbul'a davet edildi. Bu daveti ,yerine getirmemesi gerekirken,
anlaşılmaz gerekçe ve düşüncelerle İstanbul'da tutuklanmak için Kastamonu'dan
ayrılmıştı. Îstanbul, İbrahim Bey'in yerine bir başkasını Kastamonu'ya
vali olarak atamıştı. Bu zat, Eylülde İnebolu'ya varmış bulunuyordu.
Kendisinin tutuklanmasını oradaki ilgililere emrettik. Bu konuda ilgi
çekici küçük bir şey geçti. Müsaadenizle biraz etraflıca anlatayım
: Kastamonu bölgesinde ve Kastamonu il merkezinde gevşeklik ve zayıflık
belirtileri görülmeye başlayınca, Kastamonu'ya güvenilir ve güç sahibi
bir subayın gönderilmesini Ankara 'da bulunan Ali Fuat Paşa'dan rica
etmiştim.Fuat Paşa, Kastamonu Bölge Komutanı sıfatıyla oraya Albay
Osman Bey'i göndermişti. Osman Bey, tam 16 Eylül günü Kastamonu'ya
varmıştı. Biz de kendisinden yeni gelen vali için verdiğimiz emrin
uygulanmasını bekliyorduk. Arzettiğim emri verdikten sonra, uygulama
ve yürütme hakkında telgraf başında bilgi bekliyordu. Gece olmuştu.
Kastamonu'dan benimle konuşarak istediğim bilgiyi verecek bir kimseyi
bulamıyordum. Nihayet, 16/ 17 Eylül gecesi, Kastamonu ve Dolayları
Komutanı Albay Osman Bey, Kastamonu telgrafhanesine geldi ve aynen
şu telgrafı verdi:
Bugün Kastamonu'ya geldim. İstanbul Hükûmeti'nin adamlan, vali
vekili ve Jandarma Komutanı'nın oyunu ile evimde tutuklandım. Vatanseverlik
örneği subaylanmızın yardımlanyla şimdi kurtuldum. Ben de vali vekilini
ve Jandarma Alay Komutanı'm birlikte tutuklattım. Telgrafhaneyi
işgal ettim. Buradaki durum önemlidir. Kongreden istirham ediyorum,
buraya, aldığı bütün kararları ile ilgili bilgi vererek sayın Kastamonu
halkını aydınlatsın. Yeni valinin İnebolu'ya indiği haber alındı.
Hakkında nasıl bir işlem yapılacaktır? Burada, vali vekili ve başkalarının
tayini konusunda millî kongrenin bana yetki vermesini ve bu istirhamımla
ilgili cevabı şu anda makine başında beklemekte olduğumu arz ederim.
Osman Bey ile makine başındaki görüşmemiz şu şekilde devam etti.
Kendisinden sordum:
"Şimdi orada duruma hâkim misiniz? Ne kadar kuvvetiniz vardır?
Orada ilin ileri gelenlerinden güvenilir kim vardır? Yeni tayin
edilip İnebolu'ya geldiği haber alınan valinin adı nedir?"
Osman Bey'in cevabı şuydu : Hâlen ile hâkim durumdayım. Her halde,
kongrenin bana yardımcı olması ve beni aydınlatması gerekir. Atanan
valinin Konya valiliğinden emekli, çok eski bir zat olduğu söyleniyor.
Adı Ali Rıza' dır. Kuvvetim iki yüz elli kişilik bir tabur ve dört
tüfekli, bir ağır makineli bölüğünden ibarettir. Daha halk ile görüşülememiştir.
İlin ileri gelenlerinden Defterdar Ferit Bey vardır."
Osman Bey' e şu emri verdim : " Şimdi siz vali vekilliğini
kendi üzerinize alınız. Bütün askerî ve sivil kuvvetleri elinizde
tutmaya tam olarak yetkilisiniz : Gelmekte olan valiyi hemen tutuklatacak
çabuklukta tedbirler alınız. Yaptıklarımıza açıktan açığa karşı
koyanlara karşı kararsızlığa düşmeden silâh kullandırınız. İl defterdarı,
benim Diyarbakır'dan tanıdığım Ferit Bey ise, size yardım etmesi
gerekir. Bolu mutasarrıfına, aldığınız durumu ve yetkiyi hemen şimdi
bildirerek onun da İstanbul'a karşı aynı şekilde hareket etmesini
tarafımızdan söyleyiniz. Sinop Mutasarrıfı Mazhar Tevfik Bey'e de
benim tarafımdan aynı talimatı veriniz. Yanınızda hangi şifre anahtarı
vardır?"
Osman Bey' in cevabı : " Vali vekilliğini Defterdar Ferit
Bey'e vereceğim, kendi üzerime alamayacağım. Bildiğiniz Ferit Bey'
dir. Sinop mutasarrıfı bildiğinizdir; kendisi görevden alınmıştır.
Vekilliği Jandarma Tabur Komutanı Remzi Bey' dedir. Mazhar Tevfik
Bey'in Sinop'ta olduğu bildiriliyor. Şifre anahtarı tutuklu alay
komutanındadır; istendi, alacağım cevaba göre arz ederim, efendîm."
"Yanınızda başka şifre anahtarı var mıdır? Ferit Bey şimdi
nerededir? Durum hakkında bilgisi var mıdır? diye sordum.
" Durumdan bilgisi yoktur, şimdi çağrıldı, gelecektir. Ben
hiç şifre anahtarı almadım; çünkü tutuklanacağımı bilmiyordum, makam
şifresi ile yazarım ümidinde idim." cevabını verdi.
"Oradaki jandarma tabur komutanı kimdir; ne kadar jandarma
kuvveti vardır; emriniz altına girdi mi?" sorusunu yazdırdım.
Buna da verdiği cevapta : "Jandarma Komutanı Emin Bey, yanımda
ve benimle işbirliği yapmıştır. Merkezde jandarma sayısı otuz beş
kadardır. Polis Müdürü Halil Bey de yanımda ve benimle işbirliği
etmiştir. Polis sayısı kırktır. Piyade Tabur Komutanı Şerif Bey
biraz budala olduğundan şimdilik tutuklanmıştır. Jandarma Tabur
Komutanı Emin Bey, yüzbaşıdır. Defterdar Ferit Bey geldi, yanımdadır."
"Emin Bey' i biraz anlatır mısınız" sorusuna 1902 (318)
çıkışlı, Üsküp' lü Emin, tanırsınız. Ayrıca ellerinizden öpüyorlar."
Bunun üzerine şu satırları yazdırdım:
" Emin Efendi'yi tanırım, teşekkür ederim. Ferit Bey'e durumu
anlattınız mı? Önemli hususlar makam şifresiyle bildirilebilir.
Sinop mutasarrıf vekili olan Jandarma Komutanı güvenilir bulunmadığı
takdirde, yerine sizce uygun görülecek birinin vekilliğe getirilmesi
için gerekli olan tedbirler düşünülmelidir. Yardıma ihtiyaç duyuyor
musunuz?"
0sman Bey :" Kuvvete ihtiyaç duyup duymadığımı daha sonra
arz edeceğim; Jandarma Tabur Komutanı yeni geldiği için durumu anlaşılamamıştır,
efendim" cevabını verdi. Osman Bey' e başka bir söyleyeceği
olup olmadığını ve Ferit Bey' le durum değerlendirmesi yapıp yapmadıklarını
sorup anladıktan sonra, şu telgrafı yazdırdım :
Osman Bey'e ve Ferit Beyefendi'ye
Alınacak tedbirler ve yapılacak işlerinizde başarılar dilerim.
Bize durumunuzdan ve gelmekte olan valinin tutuklandığından haber
vermenizi bekleriz. (Mustafa Kemal)
|