Efendiler, bilginize sunduğumuz bu son tebligatımız üzerine, kısmen
hafif fakat kısmen de oldukça şiddetli itirazlara, direnmelere, hattâ
karşı teşebbüslere tehditlere uğradık. Karşı koymalar ve eleştiriler
yalnız son tebligatımız hükümlerine de bağlı kalmadı. Bu tebligat
dolayısıyla daha başka noktalara da sıçradı. Bu konuda yüksek hey'etinize
açık bir fikir vermiş olmak için yapılmış olan yazışmalardan bazılarını
kısaca bilginize sunmama müsaadelerinizi rica ederim.
Erzincan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Hey'eti'nin 14 Eylül 1919
tarihli telgrafında : Kararların uygulanmasından önce, İstanbul
Hükûmeti'ne kırk sekiz saatlik bir süre verilmesinin uygun olacağı
bütün üyelerce kararlaştırılmıştır şeklinde zararsız bir görüş ileri
sürülüyordu.
Diyarbakır'dan 13 üncü Kolordu Komutanı Cevdet Bey, 14 Eylül 1919
tarihli uzun şifresinde : Hükûmet merkeziyle büsbütün ilgi kesilerek
yazışmalar Kongre Temsil Hey'eti ile yapılacak olursa, muhalifler,
siyasî bir maksat peşinde olanlar, bu hareketi hilâfete karşı isyan
edilmiş göstererek, kamuoyunu yanıltacaklardır.Bu durum devam ederse
memur ve asker maaşları ile yiyecek harcamaları için kaynak ve tedbir
düşünüldü mü ? İstanbul Hükûmeti, İngiliz nüfuzu altındadır. Her
türlü ısrar ve gayrete rağmen başka türlü hareket edebilecek bir
hükûmet kurulmasına imkân yoktur. İngilizler, hükûmetin iznine dayanarak
geniş çaplı bir işgal plânı uygularsa, yeni baştan İngilizlerle
savaşa girişmeye taraftar mısınız ? Girişildiği takdirde başarı
sağlanacağından ne dereceye kadar eminsiniz? Böyle bir ayak direme
hareketi vatanın çıkarlarına uygun düşer mi? şeklinde birtakım düşünce
ve soruları içine alıyordu.
Erzurum Hey'et-i Merkeziyesi'nin 15 Eylül 1919 tarihli telgrafında
:
Yönetmeliğimizin altıncı maddesinin (yani Hey'et-i Temsiliye'nin
başvurma yeri olarak kabul edilmesi ile ilgili madde) tüzüğümüzle
uygunluğunun sağlanması için merkez hey'etlerinden olur alınması
gerekir denilmekte idi.
Malatya'dan komutan İlyas Bey' in 15 Eylül 1919 tarihli telgrafında
: Elâzığ ili halkının, kongrenin maksat ve emelinden haberdar edilerek
hiç olmazsa bir derece aydınlatılmalarına kadar bu hususun ertelenmesi
uygun görülürse katıldığımı arz ederim düşüncesi ileri sürülüyordu.
İçinde bulunduğumuz Sivas'ın Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Hey'eti
de uzun bir raporunda : Bildirilen maddelerin bütününden memlekette
geçici bir yönetim ilân edileceği anlaşılmaktadır şeklinde başladıktan
sonra, bunun, cemiyet tüzüğünün ne özel maddesine ne de öteki maddelerine
dayandırılma imkânı görülemediği noktasında dikkatimiz çekiliyor
ve Padişah'a arz olunacak hususları ulaştırabilecek yolları büyük
bir sükûnet ve samimiyetle ve tatlı bir şekilde aramayıp tavsiye
ediyordu.
Hey'et-i Temsiliye üyelerimizden olduğu halde, birçok davet ve
ricalarımıza rağmen bize katılmayan, Sivas Kongresi'nde bulunmamak
için mazeretler uyduran Servet Bey 'in Esselâmü aleyküm dindarca
hitabı ile başlayan, 15 Eylül 1919 tarihinde Trabzon'dan çektiği
açık telgrafında : Sivas Kongresi Bildirisi'ni ve arkasından da
duyurunuzu aldık. Cevap olarak bildirdiğimiz düşünceler Kâzım Paşa
Hazretleri'ince görülmek istenmiş ve görülmüştür önce Sivas Kongresi'nin
, genel kongre şekline girmiş ve bir Hey'et-i Temsiliye meydana
getirmiş olduğu anlaşılıyor ki, bu husus kararlarımıza aykırıdır.
Sivas Kongresi, Hey'et-i Temsiliye'miz arasına üye seçmeye yetkili
olamayacaktır. İstanbul Hükûmeti ile haberleşmenin kesilmesi bir
oldubitti haline geldi. Hey'et-i Temsiliye'nin bir başvurma yeri
olması hususu kamuoyu üzerinde pek kötü etkiler yapacaktır. Bundan
kesinlikle vazgeçilmelidir. Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi'nin
tüzüğünü değiştirmeye yetkili değildir. Bu kongre, Doğu İlleri Hey'et-i
Temsiliyesi'ne uymaya mecbur olacaktı. Erzurum kararları üzerinde
zihinlerin genel bir sarsıntı devresi geçirdiği bugünlerde, onun
dışındaki hükümlere şüpheli gözlerle bakılacağından şüpheniz olmasın.
Erzurum Kongresi kararlarına uymayan işlere katılamayacağız protestosu
ile son buluyordu.
15 inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 'nın 15 Eylül 1919
tarihli yazısında : Sivas Kongresi'nin sorusuna cevap olarak Trabzon
hey'etinden Servet, İzzet ve Zeki Bey 'lerin vermek istedikleri
karşılığı okudum. Pek yakından tanıdığım bu şahıslara karşı duyduğum
güven ve saygı sonsuzdur. Kendilerinin görüşlerine yön veren temel
düşünceyi anlıyor ve benimsiyorum dedikten sonra ayrıntılar üzerindeki
görüşlerini bildiriyor ve özellikle Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu
illeri adınadır. Sivas Kongresi ise bütün milleti temsil eden bir
kongredir. Bu kongrenin de ayrıca bir temsil hey'eti bulunması tabiîdir.
Ancak, Sivas Genel Kongresi Hey'et-i Temsiliyesi Doğu Anadolu İlleri
Hey'et-i Temsiliyesini ortadan kaldırmış olmuyor. Bu Hey'et-i Temsiliye
tabiatiyle her an vardır. Yalnız, bu Hey'et-i Temsiliye'den olup
da bugün Sivas Kongresi Hey'et-i Temsiliyesi'ne girmiş bulunanlar
varsa , bunların Doğu Anadolu İlleri Hey'et-i Temsiliyesi'nden istifa
etmelerini istemek doğru olabilir. Sivas Kongresi, bütün milletin
çıkarlarını, Doğu Anadolu İlleri Hey'et-i Temsiliye'si ise yalnızca
Doğu Anadolu illerinin hak ve çıkarlarını korur. Hey'et-i Temsiliye'nin
başvurma yeri oluşu ve yetki durumu, konunun en önemli noktasını
oluşturmaktadır. Bu konuda şimdiden acele edilmemesi hususunda sizinle
tam bir görüş birliği içindeyim. Hey'et-i Temsiliye'ce yapılan tekliflerin
birden beşe kadar olan maddelerine gelince, bunların değil sorulmasını,
bir bildiri halinde veya bir istek şeklinde bile yayınlanmasını
yersiz bulurum görüşünde bulunuyordu.
Trabzon'da Servet Bey 'e cevap olarak yazdığımız telgrafla, Kâzım
Karabekir Paşa'ya verdiğimiz karşılıktan da söz edeyim. Servet Bey
'e yazılan telgraf şuydu :
Trabzon'da Servet Beyefendi'ye
Trabzon Merkez Hey'eti'nden beklenen görüşe daha cevap gelmedi.
Bu husus ayrıca Kâzım Paşa Hazretleri'nden de sorulmuştu. Görüşlerin
birleştirilmesine neden lüzum görüldüğü tabiatıyla anlaşılamamıştır.
Sıra ile belirtilen görüşlerinizin cevabını aşağıda yine aynı sıra
ile bildiriyorum :
Önce, Sivas Kongresi'nin genel bir kongre olacağı herkes tarafından
biliniyordu. Bunun sizce başka türlü kabul edilmekte olduğunu ilk
defa şimdi yine sizden işitiyorum. Hey'et-i Temsiliye konusuna gelince,
bu hey'et, aslında Erzurum Kongresi'nin seçtiği ve kabul ettiği
bir hey'ettir. Şu sırada bendenizle birlikte Rauf Bey,Bekir Sami
Bey, Raif Efendi ve Şeyh Hacı Fevzi Efendi Sivas'ta hazır bulunmaktadırlar.
Daha dört üyemiz eksik olmakla birlikte, çoğunluk görevini yapmaktadır.
Bu noktanın da sizce açık olarak bilineceğine şüphemiz yoktur. Çünkü,
durumun önemi dolayısıyla, daha Erzurum'da iken sizi de davet etmiş
ve diğer arkadaşların birlikte götürüleceği bildirilmişti. Tüzüğümüzün
sekizinci maddesi uyarınca, Sivas Genel Kongresi'nin bazı üyelerle
Hey'et-i Temsiliye'mizi güçlendirebileceği birlikte görüşülmüş,
bunda bir sakınca bulunmamış, aksine millî birliği temsil bakımından
gerekli de sayılmıştı. Sivas Genel Kongresi'nde bundan başka bir
şey yapılmamıştır. İstanbul Hükûmeti ile haberleşmenin kesilmesi,
temel kararlarımızın dördüncü maddesinin dışında değil, içinde ve
hattâ o maddenin içine giremeyecek akıl almaz haince sebeplere dayanır
bir niteliktedir. Esasen bu oldu bittiyi yapan biz değil İstanbul
Hükûmeti'dir. Şifreli teIgrafımızın gereğinin yerine getirilmesi
bir zarurettir. Bundan vazgeçmeye hiçbir şekilde imkan kalmamıştır.
Biz, işe başlarken, olumlu oyunuzu almak üzere size başvurmayı da
bir görev saydık. Uygun bulup bulmamak sizce takdir edilecek bir
husustur. Yalnız, şunu da belirteyim ki, bugün Anadolu ve Rumeli'nin
birlikte harekete mecbur olduğu bir yönlenişte, azınlığın değil
çoğunluğun tuttuğu yolu benimsemeye ve azınlıklan bu yola çevirmeye
kesin bir mecburiyet vardır. Başvurma yeri ve yetki konusunda daha
akla yatkın bir görüşünüz varsa, lûtfen bildiriniz. Tutulması kaçınılmaz
olan bugünkü yol dikkatle incelenirse, görülür ki, tüzüğümüze ve
Erzurum Kongresi'nin temel kararlarına tıpı tıpına uygundur. Bunun
dışına çıkılmış bir nokta göremiyorum. Bu duruma göre, zatıallerinizin,
kendinizi katmak istemediğiniz tüzük ve bilinen kararlar dışında
kalan işlerin açıklanmasını rica ederim. Bugün kaçınılması mümkün
olmayan bir hareket varsa, o da İstanbul Hükûmeti'nin millet ve
memleketin kaderini alçakça İngilizlerin isteğine bırakması ve kendi
çıkarlarına kurban etmesidir. Buna karşı, buraca alınan karardan
başka bir karar alınmasına imkan varsa, lûtfen bildiriniz. (Mustafa
Kemal)
Kâzım Karabekir Paşa 'ya da verdiğimiz etraflı cevabın başlangıcı
aynen şöyle idi :
Servet ve İzzet Bey 'lerin, Hey'et-i Temsiliye'nin, Trabzon Merkez
Hey'eti'nden açıklanmasını istediği hususlara karşılık olarak çektikleri
açık telgraf alındı. İçindeki, açıkça duyurulması sakıncalı olan
düşünceleri, Hey'et-i Temsiliye tamamen Servet ve İzzet Bey 'lerin
kendi görüşleri olarak kabul eder. Hey'et-i Temsiliye genelge göndererek
istemiş olduğu düşünceleri, Servet ve İzzet Bey'lerden değil, tüzük
gereğince Trabzon Merkez Heyeti'nden istemiştir. Servet ve İzzet
Bey 'lerin görüşlerini içine alan özel bir telgrafla tarafınızdan
hem kendilerine hem de Hey'et-i Temsiliye'ye cevap olmak üzere ileri
sürülen düşüncelerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamalara gerek
duyulmuştur :
a) Her şeyden önce, adı geçen kimseleri sizce de bilinen görüşlere
sürükleyen temel düşünce, ne yazık ki, Hey'et-i Temsiliye'ce anlaşılamamıştır.
b) Tüzüğün dördüncü maddesi, bir geçici idare kurulmasını öngören
sebep ve şartları açıklar. Oysa, bilinen son haince olaylar dolayısıyla
alınmış ve alınması gereği hakkında düşünce sorulmuş olan tedbirler,
hiçbir vakit geçici idare kurma gayesi ile ilgili değildir. O halde,
bu nokta ile dördüncü madde arasında bir ilişki aramak gereksizdir.
Tedbirler, Zâtışâhâne'ye doğrudan doğruya başvurma yolunu bulmak
ve meşru bir hükûmetin iş başına getirilmesini dilemek için alınmıştır.
c) Sivas'ta toplanan kongre, Batı Anadolu temsilcileriyle Erzurum
Kongresi'nin Genel Kurulu ve dolayısıyla da bütün Doğu Anadolu illeri
adına, kongre kararlarına uygun olarak seçilen özel, yetkili bir
hey'et bulundurmakla, elbette hem bütün Anadolu ve Rumeli'yi hem
de bütün milleti temsil edebilecek bir genel kongre niteliği kazanmıştır.
Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi'nin kararlarını ve teşkilâtını
olduğu gibi fakat daha da genişleterek kabul etmiş ve sonuç olarak
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti adıyla genişletilerek birleştirilmiştir.
Tüzüğün üçüncü maddesi ve kongrenin temel kararları, zaten bu yüksek
gayenin sağlanmasını kesin bir dilek olarak göstermiştir. Sivas
Genel Kongresi, Erzurum Kongresi'nde Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti adına seçtiği Hey'et-i Temsiliye'ye güvenini tam olarak
bildirmek suretiyle, onu Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
için de aynen bir Hey'et-i Temsiliye olarak kabul etmiştir. Bu duruma
göre, Sivas Genel Kongresi'nin kararları başka, Erzurum Kongresi'nin
kararları başka; Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Hey'et-i
Temsiliyesi başka, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin
Hey'et-i Temsiliyesi başka gibi başkalıklar ve ayrılıklar elbette
söz konusu olamaz.
Böyle bir durumdan söz edilmesi, şüphesiz ki pek samimî olan millî
birlik gayemiz ve kutsal hedefimiz için son derece zararlıdır. O
halde biribirini ortadan kaldıran Hey'et-i Temsiliye'ler olmadığı
gibi, birine girince diğerinden çekilme isteğinin doğru olabileceği
üyeler de yoktur. Bugün bütün Anadolu ve Rumeli'yi içine alan cemiyetimizin,
Sivas'ta bulunan tek Hey'et-i Temsiliyesi Erzurum Kongresi'nce tüzüğün
özel maddelerine uyularak seçilmiş bulunan dokuz kişiden beşinin
katılmasıyla göreve devam etmektedir.Hakları, yetkileri ve yararları
Doğu Anadolu illerininkinden hiçbir şekilde daha az olmayan Batı
Anadolu'nun, haklı ve yerinde olan tekliflerini dikkate almayarak,
onları, sıradan bir uydu durumunda bulundurmaya kalkışmak, bizim
aklımızın bir türlü kabul edemediği hususlardandır. Bunun içindir
ki, Hey'et-i Temsiliye'miz altı üye daha eklenerek güçlendirilmiştir.
Bundan sonra daha birçok açıklamaları içine alan bu telgrafımız,
aynen Trabzon Merkez Hey'eti'ne de çekilmiştir.
Bu tartışmalar üzerinde daha bir hayli açıklamalar yapıldı ve açıklama
isteklerinde bulunuldu. Hattâ Müdafaa-i Hukuk Hey'eti Trabzon Merkezi
sahte imzasıyla öteki illere aleyhimize telgraflar da çekildiği
görüldü.
Nihayet, on beş gün sonra Trabzon'dan bir telgraf aldık. Fakat
Servet Bey 'den değil... Bu telgrafı olduğu gibi arz edersem durum
anlaşılır.
Sivas'ta Hey'et-i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne
Sureti aşağıda verilen Trabzon Belediye Meclisi'nin telgrafi İstanbul'a
şimdi çekiliyor. Bu suretin 15 inci Kolordu Komutanlığı'na yazdırdığı
arz olunur. ( Mevki Komutanı Ali Rıza)
Suret
1.10.1919
İstanbul, Sadrazam Ferit Paşa Hazretleri'ne
Bugüne kadar Anadolu'dan yükselen millî feryadı Trabzon kendisine
has ağırbaşlılık ve sükûnetle inceledi ve takip etti. Memleket bu
duruma daha fazla katlanamaz. Vatan sevginiz varsa artık mevkinizi
terkediniz Paşa Hazretleri.
Belediye Başkanı Üye Üye Üye
Hüseyin Ahmet Mehmet Avni Mehmet Salih
Üye Üye Üye Üye
Hüsnü Temel Mehmet Şefik
|