Efendiler, ben bu kararların hiçbirinde isabet görmedim. Çünkü
bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü, temelsizdi.
Gerçekte içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti nin temelleri
çökmüş, ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı.
Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele
bunun da taksimini sağlamaya çalışmaktan ibaretti. Osmanlı Devleti
onun istiklâli padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamı kalmamış
birtakım boş sözlerden ibaretti.
Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ne gibi yardım sağlanmak
isteniyordu?
O halde ciddî ve gerçek karar ne olabilirdi?
Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milIî
hâki'miyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti
kurmak!
İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da
Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başladığımız
karar, bu karar olmuştur.
|