
|
İSTİKLÂL MARŞI'NIN IŞINDA VATAN |
İsmail AKGÜL |
|
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
Yukarıdaki dizeler ile başlar Marşımız. Ancak bugün tüm benliğimi korku sarmakta. Zira yurdumun ocaklarının birer birer söndürmek için dört bir yandan saldırıyorlar vatanımda. Kimi şehit düşmekte, kimi fakru zaruret içinde rızk kaygısı peşinde unutmuş her şeyi. Arımız, namusumuz ile birlikte satılığa çıkarılmış vatan. Memleketimin içinde türlü iktidar sahibi gaflet, dalalet ve hatta ihanet içerisinde. Maneviyatı hızla bitiriliyor geleceğimi emanet edeceğim gençler ruhsuzlaştırılmaya çalışılıyor. Türk'ü Türk eden hasletleri bir bir öldürülüyor. Bunun adı da çağdaşlık oluyor. aklıma Vitor Hugo'nun Sefilleri geldi. Hani 1812 Paris'ini tarif ediyor ya... Dört genç zengin züppenin başlattığı 'Oscarlar' akımı...Dİni ve manevi değerleri inkar eden, ahlaksızlığı öven, evliliği yok sayıp gayrimeşru yaşamı mübah kılan, tiyatro, roman, şiir okuyup çalışmadan tembelce hayat arzulayan, genç kızların iffetlerine dokunan, gece eğlencelerinin arttığı ve de tüm bunlara HÜRRİYET diyen o rezil akım... Aman Yarabbim, biz şu an romandaki tasvir edilen sahneleri canlı canlı yaşıyoruz. Televolerle boğulan bir gençlik. İşte bu yüzden içimi korku sarmakta.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Eyvahlar olsun, Milletimin hilaline de yıldızına da göz diktiler. Şair demiş ya "Sana benim gözümle bakmayan kuşun yuvasını bozacağım". Elimiz kolumuz bağlanmış göz göre göre onlar bizim yuvamızı bozuyorlar. Adına AB dedikleri ölüm çukuruna milletimi süreklemek için içten dıştan herkes elbirliği etmiş. Şehidimin kanının rengi olan al rengi üzerindeki beyaz hilalim ve yıldızımın yerine lacivert üzerinde ve benim yıldızımı kabul etmeyecek o pespaye bayrağı tepemize dikmek için uğraşıyorlar. Şehidimin son örtüsüne, çöllere düştüğümde gölgesinde serinlediğim o yıldızımı elimizden almak için var güçleri ile geliyorlar. Rabbim, üzerimizdeki ölü toprağını silkelemek nasip eyle.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar.
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Tekli dişli canavarın yavruları oldu. Göğsümüzdeki imanı parçalamak için var gücüyle uğraşıyorlar. Türklüğe, mukaddesata sövmek alkışlanıyor, "Durun! Ne yapıyorsunuz! Bu ne hal! Kendinize gelin!" diyenleri yuhalıyorlar. Meydan merteklere kalınca halimiz duman oldu. Korkuyorum. İmanımı almaya çalışıyorlar. İmanım giderse ben de boğulurum vatanımda. Heyhat! Farenin Aslanı boğduğu günleri yaşıyoruz. Sen bizlere acı Yüce Rabbim!
Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Ulu Hakan'dan Çinliler barış için atını istemişler. Divana rağmen vermiş Ulu Hakan. Çinli'nin gözü doymaz. Cesaretle çifte su verilmiş kılıcını istemişler. Divana rağmen vermiş. Çinliye yetmemiş. Al yazmalı kızını istemişler. Divana rağmen vermiş Ulu Hakan. Çinli cesaretini pervasızlığa dökmüş, azıtmış. Çorak arazideki çakıl taşını istemişler. Divan "Ver" demiş. Ulu Hakan divana rağmen VERMEMİŞ. Sormuşlar, hikmeti nedir diye. Ulu Hakan:"At, kılıç, kız benimdi. Sizler namustur verilmez dediniz. Barış için, millet için harcadım. Çorak arazideki basit çakılı siz hor gördünüz, atını, kılıcını, kızını veren bunuda verir diyerek ver dediniz. Amma o çakıl taşı vatanımın bir parçası. Benim değil Milletin. Benim olmayanı, millete ait olanı, korumakla yükümlü olduğumu nasıl veririm." Rabbim, nerden nerelere... Vatan ki elden gidiyor. Satan satana. Mal bulmuş mağribi gibi haraç mezat satıyoruz vatanı. 1000 yıldır şehit kanlarıyla yıkayıp, temizlediğimiz, abdest aldırıp yüz sürdüğümüz topraklarımız yad ellerin oluyor. Sadece kullanımını değil üç kuruş için mülkiyetini veriyoruz. Malazgirtte denediler. Atamadılar! Miryakefolanda denediler. Atamadılar. Niğbolu'da denediler. Atamadılar! Çanakkale'de denediler. Geçemediler! Sakarya'da denediler. Sökemediler! Kocatepe'de denediler. Sökülüp kaçtılar! Dün böyle iken bugün ellerini kollarını sallaya sallaya ellerinde bavullarıyla geliyorlar. Silahlarıyla yapamadıklarını, sinsilikleri ile ruhumuzu çalarak yapıyorlar. Uyandır ey ALLAH'ım yok mu bu karanlık gecenin sabahı! Önce benliğimizi çaldılar, sonra güzel hasletlerimizden soyundurdular. Yalan bilmezken yalancı olduk. Dolan bilmezken doladırıcı olduk. Eskiden veren el idik şimdi en arlanmaz dilencileriz. Türk dedim mi dünya dururdu. Dünya ya bedeldik. Üşenmeyip gemileri sırtımızda dağlardan çekerdik. Şimdi tembel miskin olduk. Eskiden aslan idik. Artıklarımızdan tilkiler, çakallar ziftlenirdi. Şimdi biz üç kuruş için anamızı, bacımızı, toprağımızı satar olduk. Ne ar kaldı ne haya. Ulu Hakan'ı unuttuk. İstenen çakıl taşının kıymetini bilemedik vatan toprağından oluyoruz.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Toprağın üstünü sattığımız yetmiyormuş gibi şimdi de altını satmaya başladık. Şehit kanlarının toprağa bulanınca siyahlaştığını unutup petrol sandık. Petrol uğruna toprağın altını da satıyoruz. Yakılan o petrol şehidimin kanıdır kanı! Eskiden camileri kışla, minareleri mızrak, kubbeleri kalkan görenler, iman gömleğini sıyırıp değişince kışlaları yad'a yabana peşkeş çeker oldu. Çıkan petrolün şehit kanı olduğunu unutur oldu. O petrolün harlayacağı ateşin ilk önce kendini yakacaığını bilmez oldu. Malına mal, mülküne mülk, zevkine zevk katmak için vatanından vazgeçer oldu.
Ruhumun senden ilahi, şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli!
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli
Ezanın dinmemesi, bayrağımın inmemesi ancak vatan topraklarında olur. Vatanı satan, ezanı da satar. Zira elin yad'ı yabanı neylesin senin ezanını. O zaten düşman o sese. İlahi Kelimatullahı susturmak arzusunda gaafiller. Gaflet, dalalet ve hatta ihanet içinde elbirliği ile susturmaya çalışıyoruz ezanı. Vatanımın temeline dinamit koymakla dinimin temeline vuruyoruz kazmayı. Bu kadar mı kör olduk ey Allahım! İtin Uyuzunu anlarız olur mu hiç kurttan! Uyan milletim uyan. Onlar kefere SEN TÜRK-İSLAM! Rabbim sen bizleri vatansız koyma!
Selam ve dua ile...
Önceki Yazısı Analiz
|