Türkmüsün.Net Portalı - Geçitteki Ülke: Gece Vakti Gündönümü, Türkün Günü mü? Ölümü mü?
   



Divanü Lügati't Türk İndeksi Y
DİVÂNÜ LÜGATİ'T TÜRK İNDEKSİ  Y
DİVANÜ LÜGATİ'T TÜRK BUGÜNKÜ TÜRKİYE TÜRKÇESİ
ya  "va" edatı gibi "vay" anlamına inkâr edatı III, 215 bkz> va 
ya  ok, yay· I, 280, 496, 500, 501;II, 7, 37, 5059, 61, 65, 66, 67, 68, 97, 98, 114, 134, 138,190, 198, 205; III, 16, 50, 59, 73, 78, 215, 219, 239, 318, 331, 370, 407, 409 § ya bagrı; yayın orta yeri· I, 360, 
yaba  yaş ve ıslak olan herhangi bir ;ey· III, 24 
yabaku  yün ve yapağı yoluntusu· III, 36 
yabaku bolmak  baştaki saç keçelenmek· III,36 
yabakulak  baykuş· III, 56 bkz> ügí, ühi 
yabı  eğerin üstüne ve altına konan keçe, eğer yastığı· III, 24 
yabıtak  çıplak, egersiz· III, 48, 177 bkz> yapıtak 
yaçanmak  utanmak, ocunmak, sıkılmak· III, 83 
yadag  yayan, yaya· III, 28 bkz> yadag 
yadıñ  yere yayılmış olan az şey· III, 372 
yadag  yaya, yayan· I, 381 bkz> yadag 
yadaglık  yayalık, yaya yürüyüş· III, 51 
yadıglıg  yayılı, yayılmış· III, 49, 50 
yadılmak  yayılmak, dağılmak, ayrılmak·I, 442;III, 77, 148, 159, 192 bkz> yayılmak 
yadım  döşek, yaygı, sergi. I, 15, 119; III, 19 
yadınmak  yayılmak. III, 83 
yadışmak  yaymakta yardım ve yarı; etmek· III, 70 
yadlışmak  dağılışmak, yayılı;mak· III, 104, 105 
yadmak  döşemek, yaymak, sermek· I, 15, 45; II, 313, 314; III, 434 bkz> yatmak 
yadsamak  yaymak ve dağıtmak istemek· III, 305 
yadturmak  yaydırmak, III, 93 bkz> yaturmak 
yadturmak  bir şeyi bohça veya benzeri içinde saklatmak· III, 94 bkz> yatturmak, yittürmek 
yafa  kolgan dikeni· III, 24 bkz> yava, yawa 
yafa  sıcak, kuytu (yer)· III, 24, 27 bkz> yava,yawa 
yafaş  yavaş, yumuşak huylu· III, 12 bkz> yawaş 
yafgu  halktan olup hakandan iki derece aşağı bulunan kişiye verilen ungun· III, 32 
yafışgu  "kızılcık" veya "güren" denen dağ yemi;l· III, 48 bkz> yumuşga 
yafuz  her şeyin kötüsü, fenası· III, 10 bkz> yawuz 
yag  yağ, iç yagı·I,182, 208, 227, 326;II, 9, 89. 123, 149, 154. 188, 189. 190, 197, 198, 205. 210, 229, 231, 240, 245. 293, 305, 354; III, 63, 77, 119, 157,182. 223, 252, 307, 319, 392, 425, 426, 435 § kara yag 
yagak  ceviz.I, 90, 267, 417;III, 8, 29 
yagaklıg  cevizli·III, 50 
yagaklık  cevizlik, ceviz biten yer·III, 51 
yagan  fil· III, 29 bkz> yañan, § Yagan Tégin 
yaganlık  filli olan, filci· III, 50 
yagı  düşmün I, 41, 88. 168, 205, 206, 215, 234, 251, 273, 305. 336. 397, 441, 456, 496, 516, 517, 520, 522;II, 6, 10, 29, 74. 83, 116, 165, 204, 227, 228, 329; III, 24, 44, 134, 237, 271, 272. 301. 322, 328, 339, 395, 400, 420 
yagıkmak  düşmanlaşmak· III, 76 
yagılamak  düşmanlık etmek, düşmanla savaşmak, çarpişmak· III, 325, 328 bkz' 
yagılmak  yağdırılmak.III, 79 
yag(ı)r  at, katır ve eçek gibi hayvanların sır-tında semer, eger ve yük vurmasından meydana gelen yara, yagır·I, 58, 370;III, 9 
yagırlamak  yağırı sağaltmak, iyi etmek·III, 342 
yagırlanmak  yağırlanmak, yağırı çoğalmak, yağırdan kaşınmak·III, 113, 114 
yagırlıg  yağırlı, sırtı yaralı·II, 9;III, 9, 49 
yagış  putlara kesilen kurban·III, 10 
yagıtgan  her zaıpan yağdıran·III, 53 
yagıtgan  her zaman dü;manlık eden·III, 53 
yagıtmak  yağdırmak·II, 316 
yagıtmak  düşmanlık etmek, III, 53 bkz> yagılamak, yaguşmak 
yagız  yağız, kızıl ile kara arası renk· III, 10 
yagku  yağmurluk· III, 25, 227 bkz> yaku 
yaglamak  yağlamak· III, 308, 319 
yaglanmak  yağlanmak· III, 111 
yaglatmak  yağlatmak· II, 355 
yaglıg  yağlı· I, 70; II, 309; III, 121, 156, 306. 392 
yagmak  yağmak,I, 139, 376, 457, 494;II,122; III, 60, 61 
Yagmalanmak  Yağma kılığına girmek, onların huyu ile huylanmak· III, 203 
yagmur  yağmur. I, 16, 272, 354; Il, 28, 122,175, 316, 352; III, 38, 39, 53, 79, 93, 95, 380, 436 bkz> yamgur 
yagmurçıl  yağmuru çok olan (yer)· III, 56 
yagrımak  yağır olmak, I, 104 yagrınlamak yarnına, sırta, vurmak· III, 343 bkz> yarınlamak yagrıtmak 
yagru  çevre, yakı^lık. III, 13 bkz> yakru 
yagsamak  yağ istemek. III, 305, 306 bkz> yagsımak 
yagsımak  yağ tadını almak, III, 305, 306 bkz> yagsamak 
yagturmak  yağdırmak· III, 95 
yaguk  yakın, 1113101.I, 433;III, 23, 29, 76, 255 § yak yaguk; (115101^1-.III, 29 § yaguk yér; yakın yer·III, 29 
yagumak  yaklaşmak·II, 148; III, 89 bkz> yaguşmak 
yaguşmak  düşmanlık etmek· II, 90 bkz> yagılamak, yagıtmak 
yaguşmak  birbirine yakla;mak· III, 73 bkz> yagumak 
yagutgan  daima yaklaştıran· III, 52 
yagutmak  yaklaştırn-ıak. II, 316 
yag ügüri  susam· I, 54 
yah  "evet, peki" anlamına bir kelime· III, 118 bkz> yeh 
yaxsınmak  kollarını yenlerine sokmadan, belini iliklemeden, elbiseyi eğinine (sırtına) almak, III, 109 
yahşı  iyi; güzel, her şeyin güzeli I, 64; III, 32 
yak  çanak ve kap bulaşığı· III, 4 bkz> yak yuk, yok, yok yak, yuk, yuk yak 
yaka  yaka, elbise yakası·I, 189, 253; III, 24, 307 
yakıg  (şişkinlik ve benzeri şeylere yakılan) yakı· I, 407;III, 13, 62, 74, 96 
yakışmak  yaklaşmak, dokunmak, yakına gelmek; yakı yakmakta yardım etmek I, 170, 383; II, 103; III, 74 
yakı yukı (er)  alçak gönüllü ve yaltaklanıcı (adam)· III, 25 
yakmak  yaklaşmak, dokunmak; yakmak·I, 456;II, 69;III, 22, 62, 63 
yakrı  yağ, iç yağı, yağlı· 11.105; III, 31, 32, 204; 306 
yakrıkan  fındık büyüklüğünde kırmızı meyvesi olan bir bitki·III, 56 
yakrıkan  buz yağı·III, 56 
yakrılanmak  yağlanmak·III, 203, 204 
yakru  çevre, yakınltk.III, 31 bkz> yagru 
yakturmak  dokundurmak; (yakı) yaktırmak; (ateş) yaktırmak· ÌII, 96 
yaku  yağmurluk. III, 25, 226 bkz> yagku 
yakurmak  yaklaştirmak· III, 68 
yakurmak  sık sık solumak, yüksek bir solumaya tutulmak, III, 68 
yak yuk  kaptaki 611^. III, 143, 160 bkz> yak, yok, yok yak, yuk, yuk yok 
yal  at yelesi·III, 13, 160 bkz> yalıg, yıl 
yala  töhmet, itham, birl hakkında kötü sanıda bulunma. III, 25, 82 
yalaçı  insanı her şeyde çarçabuk suçlu gibi gören, itham eden, III, 36 
yalaçı (yuga)  bir çeşit ince katmerli (ekmek, yufka)· III, 25, 35 
yalafar  insanlar arasında elçi, hakanın gönderdiği elçi II, 288; III. 47 
yalalmak  tõhmetlenmek, itham edilmek,III,82 
yalamak  töhmetlennek·III, 89 
yalavaç  elçi, peygamber·I, 66, 83, 97;III, 47, 266, 438 bkz> yalawaç 
yalawaç  elçi, peygamber·I, 83;III, 47 bkz>yalavaç 
yalbı  yassı, enli, derinliğl olmayan·III, 30 
yaldramak  az ışımak, az parlamak·III, 437 bkz> yaldrımak 
yaldrımak  az ışımak, az parlamak·III, 437 bkz> yaldramak 
yaldr(ı-u)k  cilâlı, parlak, süslü·III, 432 bkz> yoldruk, yuldruk 
yalfatmak  yalatmak·II, 354 bkz> yalgatmak 
yalgamak  yalamak.I, 253;III, 306, 307 bkz> yalwamak 
yalgan  yalan·III, 37 
yalgandurmak  yalanlamak·III, 116 
yalganmak  yalanmak· III, 109, 110 
yalgaşmak  yalaşmak· III, 103 
yalgatmak  yalatmak ve yutturmak. II, 354 bkz> yalfatmak 
yalgıl  yelesi ak, ak yeleli· III, 228 
yalgu  ahmak, beyinslz adam· III, 33 
yalıg  at yelesi; ibik; eğer kaşı, II, 327; III, 13, 14 bkz> yal, yıl 
yalıglanmak  horoz ıbiklenmek; at yelelenmek· III, 114 
yalım  sarp, dik, yalçın, III, 19, 20 
yalıman  dağınık şekilde yapılan çapul·III, 38 bkz> yélimen 
yalın  alev·III, 23 
yalınçga  (aş) tadı, tuzu, yağı olmayan yemek, III, 433 bkz> yılınçga 
yalındak  çıplak,III, 51 
yalınmak  soyunmak III, 85 
yalıñ  çıplak, kından çıkmış veya kınından çıkarılmış III, 373 
yalıñuk  insan I, 44, 195, 230, 395;II, 303, 315, 335; III, 65, 141, 222, 262, 384, 385 bkz> yalñuk 
yalıñulamak  iple, salıncakla, oynamak, III, 411 bkz> yalñu 
yalışmak  töhmetlemek, itham etmek· III, 75 bkz> yılışmak 
yalkmak  kanmak, bıkmak, yağlı yemekten bıkmak· III, 435, 447 
yalma  kaftan, kalın kaftan, yağmurluk. III, 34 
yalmak  yalınmak, alevlenmek; (yara) iltihaplanmak; güneş yüzü yalıyarak çalıp karartmak- III, 63 
yalmak  yanmak· III, 65 bkz> yandurmak, yanmak, yundurmak, yunmak 
yalñu  cariyelerin oynadığı bir oyun, salıncak oyunu· III, 380 bkz> yalñulamak 
yalñuk  insan kişi, insanlara verilen genel ad, âdem; Âdem atamız·I, 44, 195, 230, 395; II, 303, 315, 335;III, 65, 141, 222, 262, 384, 385 bkz> yalıñuk 
yalñuk  cariye· III, 385 
yalñus  yalnız, kimsesiz. I, 333; II, 133, 384 
yalpatmak  (ot, saman ve yem) ıslatmak, II, 351, 352 bkz> yelpetmek, yélpetmek 
yalratmak  parlatmak, yalabıtmak. II, 353 bkz> yalrıtmak, yolratmak, yolrıtmak 
yalrıtmak  parlatmak, yalabıtmak· II, 353 bkz> yalratmak, yolratmak, yolrıtmak 
yalt  yalçın, sert· III, 7 
yaltga  bir şeyle alay etme· III, 432 bkz> yoltga, yultga 
yaltga kılmak  alay etmek, maskanaya almak, III, 432 
yalturmak  ateşi alevlendirmek· III, 97 
yalu  tayları bağlamak için kullanılan ip, örk, III, 26 
yalwamak  yalamak, III, 307 bkz> yalgamak 
yalwanmak  dilini çıkarmak, dili ağız içinde dolaştırmak. III, 110 
yalwarmak  yalvarmak, dileğinin yapılmasını istemek I. 494, 498;III, 99, 100 
yalwı  büyü, sihir. III, 33, 359 bkz> yelwi 
yalwıçı  büyücü, sihirbaz· III, 33 
yalwırmak  yelpimek, III, 100 bkz> yélvirmek 
yam  çör çöp, pislik, çapak, göze ve ba;ka yere kaçan çör çöp· III, 5, 160 
yamag  yama· II, 21; III, 28 
yamaglıg  yamalı, yaması olan· III, 49 
yamaglık  yamalık, yama olmak üzere hazılanmış .III, 51 
yamagu  yamanması gerekli· III, 36 
yamalmak  yamanmak. III, 82 
yamamak  yanıannak·III, 91 
yaman  kötü, her şeyin kötüsü·III, 30 § yamanig; yaman hastallk, miskinlik hastalığı·III, 30 
yamanmak  kendi kendine yamamak·III, 85 
yamaşmak  yamamakta yardım ve yarış etmek, III, 75 
yamaşmak  tembelliğinden yere yapı;ıp kalmak, buyurulan işi yapmaktan çekinmek· III, 189 bkz> mayışmak 
yamata  yağlı tavuk veya yağlı et kızartılacağı zaman yağın dışarı sızmaması içln içine sarılan kadayıf hamuru gibi ince bir hamur· I, 445 
yamdu  kasık· III, 31 
yamgur  yağmur, III, 38 bkz> yagmur 
yamız  kasığın iki tarafı, kalçanın ıç yandan uçları.III, 10 
yamlamak  silmek, süpürmek· III, 84, 310 
yamlan  bir çeşit sıçan, geme,III, 37 
yamlaşmak  süpürmekte yardım etmek,III, 105 
yamlatmak  sıipürtmek. II, 356 
yamlıg (·köz)  içerisine çör çöp kaçmış olan (göz)· III, 42 
yamraşmak  kuzular anaları ile karışmak. III, 102, 103 
yamu  fiilin anlamında pekitme yapan bir edat, III, 236 bkz> yanu 
yamurgan  her zaman damlayan, kanayan· I, 524 bkz> tamurgan 
yamurmak  damlamak; kanamak. II, 85 bkz> tamurmak 
yamurmak  tomruk yapmak, kesrnek, III, 69 bkz> tomurmak, yemürmek 
yan  yan· II, 19 
yan  uca kemiği, uca kemlğinin başı· III, 160 
yana  gene, yine, tekrar, ikinci defa olarak; geri dönme bildiren edat·I, 60, 119, 144, 441, 472, 508;II, 285;III, 6, 26, 170 
yançık  torba, kese,II, 250 bkz> yançuk 
yançılmak  incinmek, ezilmek·I, 188;II, 287; III,107 
yançuk  torba, kese (para-tütün). II, 6; III, 45 bkz> yançık 
yandak çeker  havadan çiğ gibi yagan kudret helvası· III, 44 
yandak  tiken geven dikeni· III, 44 
yandık  soysuz, III, 44 
yandru  tekrar, III, 406 
yandrumak  döndürmek; kusmak; korkutmak· III, 98, 99 bkz> yalmak, yanmak, yundurmak, yunmak 
yanıg  kusma; korkutma, tehdit· III, 14 
yanlık  çoban çantası· III, 45 
yanmak  dönmek, döndürmek; korkutmak,tehdit etmek; kusmak; yanrnak· III, 14, 64, 65, 98 bkz> yalmak, yandurmak, yundurmak, yunmak 
yanu  fiilin sonuna gelip anlamında pekitme yapan bir edat· III, 236 bkz> yamu 
yanulmak  ele sürtülerek bilenmek· III, 82 
yanumak  bilemek, el üzerlnde kılağılamak· III, 91 
yanut  karşılık, bedel, ıvaz, cevap· III, 8, 28 
yanutmak  biIetmek, bilemeği veya el üzerlnde kılağılamayı emretmek, II, 597 bkz>yıtıtmak 
yañ  bir şeyin merkezi; kalıbı. III, 361 
yaña  herhangi bir ırmağın, bir yanı, geçesi.III, 369 
yañak  yan, taraf· I, 241, 434 
yañak  ağzın iki yanında dişlerin oturduğu kemik; kapı söğesi; her şeyin yanı, III, 376 
yañalduruk  kukuleta, başlık, kepenek arkasına dikilen blr keçe parçası, III, 389 
yañan  alaca karga, yalnız başı ak olan karga·III, 240, 376 
yañan  fiL II, 210; III, 295, 376 bkz> yagan, 
yañı  yeni· I, 376; III, 369 bkz> yengi 
yañıla  yeniden, tekrar, ikinci defa· III, 381 
yañılamak  yenilemek. III, 407 
yañılgan  her zaman yanılan, unutan· III, 388 
yañılmak  yanılmak· III, 59, 380 
yañku  sesin geri gelmesi, yankı, aksi savt, aksi seda· III, 379, 380 
yañkulamak  ses vermek, yankılamak, ses gelmek, III, 410, 411 
yañkurmak  ses duymuş gibi sağına soluna bakmak, III, 400 
yañluk  işte, sözde ve benzeri şeylerde ve yerlerde yapılan yanlışlık· III, 385 
yañrak  dağ kıvrımı ve büküntüsü·III, 384 
yañramak  saklanması gerekenl açığa vurmak, söylemek·III, 404 bkz> yañzatmak 
yañşak  yanşak, geveze·I, 467;III, 384 
yañşatmak  bir klmsenin ba;ını çok sözle, yanşaklıkla ağrıtmak·II, 359 
yañzatmak  saklanması gerekeni söyletmek, ikrar ettirmek·II, 359 bkz> yañramak 
yap  değirmi olan herhangi bir şey·III, 3 § yap yarmak; değirmi para, sağ para,III, 3 
yap  yapağı·III, 3 § yung yap; yün yapağı·III, 3 
yap  hile, al·III, 142, 159 bkz> al, yup 
yapçan  yavşan otu· III, 37 bkz> yawçan 
yapçınmak  yapıştırılmak· III, 108 bkz> yapçunmak, yapçurmak, yapşunmak, yapşurmak, yawçunmak, yawçurmak 
yapçunmak  yapı;tırılmak,III, 108 bkz> yapçınmak, yapçurmak, yapşunmak, yapşurmak, yawçunmak, yawçurmak 
yapçurmak  yapıştırmak·III, 97, 98 bkz>yapçınmak, yapçunmak, yapşunmak, yapşurmak, yawçunmak, yawçurmak 
yapgak  kuş avlanan blr çeşit tuzak·III, 42 
yapguç  eşek ve benzeri hayvanları sürmekte kullanılan değnek,III, 39 
yapgut  yün veya kıl d!dintilerl doldurulmuş minder ve benzerl şeyler·III, 38 
yapıglık  kapalı, kapanmı;·III, 49 
yapınmak  örtünmek, kendl başına kapamak·III, 82, 83 
yapışmak  yapişmak· IH, 70 bkz> yapuşmak 
yapıtak  çıplak, eğersiz·III, 177 bkz> yabıtak 
yaprı  düz ve enli (yer); sarkık (kulak), III, 31 
yaprulmak  yapışmak; yıpranmak· III, 107 
yapruşmak  yer düzlennekte yardım etmek, III, 101 
yapsamak  (örtmek, kapamak, yapmak) istemek· I, 463; II, 172; III, 304 
yapşunmak  yapı;tirılmak· III, 109 bkz> yapçınmak, yapçunmak, yapçurmak, yapşurmak, yawçunmak, yawçurmak 
yapşurmak  yapıştırmak· III, 99 bkz> yapçınmak, yapçunmak, yapçurmak, yapşunmak, yawçunmak, yawçurmak 
yaptaç  yağmur ve karda çobanların giydiği küçük bir kepenek, kebe· III, 38 yapturmak kapatmak; yaptırmak· III, 93 yapulmak kapanmak, örtulmek· III, 76 
yapurgak  yaprak (agaç, bjtki, kltap)·III, 51 
yapurgan  daima gizleyen, saklayan·III, 53 yapurmak parlatmak, süpürtmek; gizlemek·III, 67 yapurtmak 
yapuşgak  dikenli bir ot, pitrak; her söylenen işe karışan kimse· 1)1, 51 bkz> koru 
yapuşgan  daima yapışan, yapışkan·III, 53 
yapuşmak  yapışmak·III, 53 bkz> yapışmak 
yap yup  hile, al ("yup" kelimesi yalnız kullanılmaz, her zaman "yap" ile birlikte gelir)·III, 142, 159, 328 
yap yup kılmak  hile kılmak, al etmek·III, 159 bkz> yubılamak, yuplamak 
yar  yar, suların açtığı uçurum· I, 375; III, 34, 142, 152, 355 
yar  salya·II, 81; III, 3 
yarag  yarık, gedik·III, 294 
yarag  fırsat, imkân, tav·I, 300;II, 90, 234; III, 13,28, 355 
yaraglıg  mümkün .III, 49 
yaraglıg  zırhlı, cebeli·III, 49 
yaramak  yaramak, uygun gelmek, yaraşmak· III, 38, 87 § yol yarasın 
yaramak  yarmak·II, 356 
yaramak  karşı koymak, uzaklaşmak·III, 422 bkz> yıramak 
yaramsınmak  dalkavukluk etmek,II, 263 
yaranmak  yaranmak, yaltaklık etmek; koşakta koşturularak alıştırılmak,I, 394;III, 20, 83 
yaraşmak  uyuşmak, anlaşmak, yaraşmak·II, 105;III, 11. 71, 72 
yaratgan  yaratan· III, 52 
yaratmak  yaratmak, oranlamak, oranlayıp yapmak, kendinden uydurmak· I, 330; II, 315 
yarıgsamak  yarlıganmak istemek· III, 333 
yarık  oylukların çenetlere bitiştiği yer, oyluk kemikleri başı· III, 15 
yarık  zırh, zırh ve kalkana verilen genel ad, III, 15,158, 217 § say yarık; demirgögüslük. III, 15, 158 
yarıklanmak  zırhlanmak· III, 114, 115 
yarıklaşmak  zırh õndül koyarak bahse girmek, II, 258 
yarılmak  yarılmak, yirilmek, açılmak·I, 119; III, 15, 77, 78 
yarım  yarım, bir şeyin yarısı, herhangi bir şeyin ikiye ayrılmış olan parçalardan her birisi III, 19 
yarımlamak  yarılamak· III, 343 
yarımlanmak  yarımlanmak. III, 115 
yarın  yarın· II, 250 
yarın  kürek kemigi, çigin kemlğl· III, 21 
yarındak  kayı;, sırım, Türk sırımı· II, 23, 108, 175, 262; III, 51 
yarınlamak  yarnına, sırta vurmak·III, 343 bkz> yagrınlamak 
yarınmak  kendi kendine yarmak, yarınmak· III, 83, 84 
yarısa  yarasa·III, 433 bkz> aya yersgil 
yarış  yarı;, at yarişi·II, 191; III, 10 
yarış  iki adam arasında mal üleşme·III, 10 
yarışmak  yarışmak, yariş etmek, at yarişi yapmak; yarı yarıya üleşmek I, 367, 474; II, 226;III, 10, 72 
yarlamak  tükürmek III, 308 bkz> yarsıtmak, yarsudmak 
yarlıg  emir, hakanın mektubu, fermanı, buyruğu·I, 87;III, 42 
yarlıg  fakir, yoksul, acınan, yarlıganmış.I, 93;III, 42 
yarma  uzunlamasına yarılan herhangi bir ;ey· III, 34 
yarmak  yarmak, bir şeyl keserek zorla yarmak, parçalamak; yere sınır çizmek,I, 399, 437;III, 33, 57. 58 
yarmak  para·I, 20. 22. 35, 75, 130, 131, 142,143, 168, 175, 180, 214, 219, 223, 242, 281, 297, 298, 303, 321, 322, 334. 341. 377. 397,398, 402;II, 22, 39, 41, 44, 51, 62, 66, 67, 78, 92. 122, 127, 131, 103, 229, 237. 249, 250, 260;III, 3. 43. 67. 80, 84. 94, 121 
yarmakan  armağan·I, 140 bkz> amuç, armagan 
yarmaklanmak  para sahibi olmak· II, 279;III, 116 
yarmanmak  tırmanmak.III, 111 
yarmaş  iri ögüdülmüş bulgur ve buna benzer şeyler·III, 40 § yarmaş un; ince un,III, 40 
yarma (yuga)  blr çeşit katmer·III, 34 
yarp  sağlam·III, 6 
yarp  insan sevinince yüzüne gelen parlaklık, yalabıklık·III, 6 
yarpadmak  iyileşmek, ayağa kalkmak, serpilip büyümek·II, 351 bkz> yarpatmak 
yarpatmak  iyileşmek, ayağa kalkmak; serpilip büyümek,II, 351 bkz> yarpadmak 
yarpuz  güzel kokulu b!r ot, kır nanesl, Majoran,III, 39 
yarpuz  yılan yiyen bir hayvan, firavun sıçanı,ichneumon·III, 39, 40 
yarsgag  dagda ve başka yerde ayağın kayabilecegl yer·III, 433 
yarsıkmak  birbirinden ayrı dü;mek,III, 105. 106 
yarsımak  murdar bulmak ve iğrenmek, III,305 
yarsınçıg  murdar, pis iğrenç· III, 56 
yarsıtmak  tiksindirmek II, 353 bkz> yorlamak, yarsğumak 
yarsudmak  tiksindiği şey yüzünden tükürmek· II, 353 bkz> yarlamak, yarsıtmak 
yarşı  bir şeyi yarıya bõlen kimse; bir ;eyin yarısı, yarı yarıya ortak·III, 32 
yarşım  bir yarışlık yer·III, 47 
yart  su içilen bardak,I, 341 bkz> bart 
yartım  ayrılmiş· III, 46 
yartmak  para· III, 432 bkz> yarmak 
yartu  yonga, talaş, III, 30 
yartu  üzerine bir şey yazılan levha, tahta· III, 30 
yarturmak  yardırmak· III, 94, 95 
yart yurt tutmak  ansızın her yandan yakalanmak· I, 341 bkz> bart burt tutmak 
yaruk  yerde, duvarda, dağda, sırçada ve benzer şeylerde yarık· III, 15 
yaruk  ışık, aydınlık, parlak·I, 46, 96;III, 15, 194 § yapyaruk; çok aydınlık. III, 15 
yarukluk  nur, ışık, aydınlık; rahatlık· II, 316; III, 51. 194 
yaruk yélim  balık tutkalı· III, 20 bkz> yaru yélim 
yaruk yulduzı  tan yıldızı· I, 96 
yarumak  ışımak· I, 96; III, 86, 87, 89 
yarumak yaşumak  keyiflenmek. sevinmek· III, 89 
yarutgan  her zaman aydınlatan· III, 52 
yarutmak  aydınlatmak· III, 52 
yaru yélim  balık tutkalı· III, 24 bkz> yaruk yélim 
yas  zarar, 2iyan· III, 159 
yas  ölüm, helâk· III, 159 
yasgaç  yastıgaç, hamur tahtası· III, 38 bkz> yası yıgaç 
yasgaşmak  tokatlaşmak ve bunda yardım ve yarış etmek· II, 220 bkz> tasgamak, tasgaşmak 
yası  yassı, enli· III, 24 bkz> yasul 
yasıç  yassı ve uzun temren, III, 8 
yasıglıg  gedeleçli· III, 50 
yasık  gedeleç· III, 16 bkz> kurman 
yasılamak  yassılamak, yaymak; sözü açık,geniş ve kinayesiz söylemek· III, 328 
yasılmak  dağılmak; terk olunmak, bırakılmak· III, 78, 79 
yasıman  su boşaltilırken boğazı "gır gır" eden testi, III, 38 
yası yıgaç  yastıgaç, hamur tahtası· III, 38 bkz> yasgaş 
yasmak  dağıtıp yaymak, çõzmek· III, 59, 60 
yastalmak  dayanmış olmak; amacın bir yanına ilmek· III, 107 
yastamak  yastık dayamak, yaslanmak; söz dokundurmak· III, 302, 303, 320 
yastuk  yastık, III, 43, 107, 302, 320 
yasul  yassı, yayvan, yassı ve engln olan her yer· III, 18, 19 bkz> yası 
yaş  yaş, taze nesne, zerzevat, sebze, yeşillik; yaş (gözden gelen); yaş (insanın yaşadığı).I, 316; II, 109, 172. 228, 232; III, 4, 47, 83, 84,159,433 §yaşot 
yaşagu  yaşamağa haklı· III, 36 
yaşamak  yaşamak· III, 89 
yaşañurmak  (göz) yaşarmak, yaşlı olmak·III, 407 
yaşarmak  yeşermek· II, 79; III, 18, 68 
yaşartmak  ye;ertmek· III, 436 
yaşıkmak  (göz) yaçlanmak, kamaşmak·III, 76 
yaşıl  yeşil. I, 41, 330, 394, 395; III, 19. 20,143, 162 § yapyaşıl 
yaşıl yuşul  yeşil meşil· III, 19 
yaşın  şimşek,I, 236;II, 356;III, 22, 310, 319 
yaşınlıg  şimşekli· III, 50 
yaşlamak  yaş ot yemek· III, 308 
yaşlıg  yaşlı, genç olmayan· III, 42 
yaşlıg  yaşlı, yaşı olan (gõz)· III, 42 
yaşmak  gizlemek, saklamak· I, 425; III, 60, 208 
yaşnamak  şimşek çakmak, parlamak· I, 236; III, 310, 319 
yaşnatmak  şimçek çaktırmak, parlatmak·II, 356 
yaşru  gizli·III, 31 
yaşruşmak  gizlemekte birlefmek· III, 101 
yaşsamak  gizlemek istemek·III, 305 
yaşuk  demir başlık, tulga·I, 67 bkz> aşuk,yışıklıg 
yaşumak  keylflenmek, sevinmek,III, 89 
yaşurgan  her zaman gizleyen·III, 53 
yaşurmak  örtmek, örtülmek, gizIemek.II,79;III, 68 
yaşut  gizli·II, 228;III, 8 bkz> beküt 
yat  yabancı-I,433;III, 43, 148, 159 bkz> baz 
yat  taşlarla yagmur ve rüzgâr için yapılan kamlık, yadataşı ile yapılan bir türlü kamlık, kâhinlik. III, 3, 159 
yat baz  yabancı· III, 148, 159 
yatçı  ;aman· III, 307 
yatgak  hakanın ve ülkenin koruyucusu, muhafızı· III, 42 
yatgaşmak  yatışmak, birlikte yatmak. III, 103 
yatgaşuk  bir yerde başkası ile yatan· III, 55 
yatgaşuk ogrı  yatsı, yatma 2amanı. III, 55 
yatgurmak  yatırmak, uyutmak· III, 99 
yatıg  uyku; yatılacak yer· III, 12 bkz> yatık 
yatık  uyku; yatacak yer· III, 15 bkz> yatıg 
yatıkmak  yabancılaşmak, yadlaşmak·III, 76 
yatlamak  yada taşı ile afsun yapmak; yabancı saymak·III, 307, 308 
yatlatmak  yada taşı ile okutmak·II, 355 
yatmak  yatmak·I, 36, 233, 243, 386;II, 313; III, 42, 378 
yatmak  yaymak, sermek, II, 313 bkz> yadmak 
yatsamak  yatmak veyä uyumak istemek III,304 
yatturmak  yaydırmak·III, 93, 94 bkz> yadturmak, yittürmek 
yaturmak  yaydırmak, III, 93 bkz> yadturmak 
yava  kolgan dikeni; hint ayvası; suyu tutmaca renk veren bir bitki I, 84;III, 26 bkz> yafa, yawa 
yava  sıcak, kuytu (yer)·III, 27 bkz> yafa, yawa 
yawa  kolgan dikeni; hint ayvası; suyu tutmaca renk veren bir bitki I, 84;III, 27 bkz> yafa, yava 
yawa  sıcak, kuytu (yer),III, 27 bkz> yafa, yava 
yawalmak  yavaşlamak,I, 397 
yawa  ; yavaş, yumuşak huylu·III, 10, 11 bkz> yafaş 
yawaşlanmak  yavaşlanmak, dölekleşmek, yumuşak huylu olmak· III, 114 
yawçan  yavşan 0111.III, 37 bkz> yapçan 
yawçunmak  yapıştırılmak·III, 109 bkz> yapçınmak, yapçunmak, yapçurmak, yapşunmak, yapşurmak, yawçurmak 
yawçurmak  yapıştımak. III, 98 bkz> yapçınmak, yapçunmak, yapçurmak, yapşunmak, yapşıırmak, yawçurmak 
yawgan  yavan. III, 37 
yawganlanmak  yavan bulmak· III, 116, 117 
yawlak  kötü, fena, değersiz, yavuz, dü;kün, her şeyin kötüsü· I, 177, 432, 516, 519;II, 74, 204;III, 43, 44, 133 § yawlak kişi 
yawramak  digrek, sert, kati olmak, III, 278 bkz> tıgdamak, tıgramak 
yawrımak  hali kötüleşmek, yoksulluk veya hastalık yüzünden arıklamak· III, 304 
yawrıtmak  kõtületmek, zayıflatmak, arıklatmak, I, 139; II, 352, 353 
yawsamak  gönül almak istemek, III, 306 bkz> yüwsemek 
yawug  sel suyunun yüksekten yuvarladığı kaya parçası· III, 13 
yawuz  kötü, fena·I, 84, 85, 103, 227, 248. 439, 483 bkz> yafuz 
yawuzlamak  kötü bulmak·III, 342 
yawuzlanmak  kötü bulmak·III, 114 
yay  ilkbahar, yaz, I, 13. 82, 96, 170, 463; II, 97; III, 160, 161, 188 
yaya  insanın kuyruk sokumu bölgesl, kıçı (yalnız insanlarda)· III, 26, 170 
yaygaru  yaza doğru, III, 278 
yayguk  kısrağın meme uçları, III, 27 bkz> yazguk 
yayıg  huyu dönek· III, 23 bkz> yayık 
yayık  huyu dönek· III, 23 bkz> yayıg 
yayıkmak  yaz olmak, baharla;mak· III, 191 
yayılgan  yayılan, durmayan· III, 55 § yayılgan kişi; bir kararda durmayan, bir işte sebat etmeyen kimse· III, 55 
yayılmak  ırgalanmak, yayılmak, salınmak· I, 412; III, 108, 191,192bkz>yadılmak,yazılmak 
yayınmak  kendi kendıne yaymak· III, 86 
yaykalmak  çalkanrnak; her ;eye gönlü meyil göstermek· III, 108 
yaylag  yayla, yaylak, yazlanan yer, I, 13, 214; II, 355; III, 47, 265 
yaylamak  yaylamak· III, 311 
yaylatmak  yaylatmak. II, 357 
yaymak  çalkamak, kımıldatmak, sallamak, meyletmek, meylettirmek III, 245, 246, 247 
yaysamak  haset etmek, çekememek,I, 155 
yayturmak  çırptırmak, kımıldatmak.III, 100 
yaz  ilk yaz, yaz· II, 172, 285; III, 159, 285 
yazak  otlak,III, 16 
yazamak  yazlamak, yazı geçirmek· III, 88 
yazguk  kısrağın meme uçlan· III, 28 bkz> yayguk 
yazı  kır, ova, yazı, boş ve açık yer, boşluk,açıklık, alan·I, 94, 135, 329, 447; III,II, 24,255 yazıkçı yazıcı, hısımlar arasında mektup getirip götüren elçi· III, 55 
yazıglıg  çözülmüş, bağından çözülmüş· III,49, 50 bkz> yazuk 
yazıkmak  yaz olmak III, 76 bkz> yayıkmak 
yazılmak  açılmak, yayılmak; yalabımak, güzelleşmek; çözülmek·I, 195, 233, 409; II, 285; III, 6, 78,112 bkz> yadılmak, yayılmak 
yazınmak  kendi kendine çõzmek, çözünmek, çözülmek III. 84, 112 
yazışmak  (çözmekte ve yaydan kirlşi çıkarmakta) yardım ve yarış etmek, III, 73 
yazlatmak  yazlatmak, yazı geçirtmek, yaylatmak·II, 355 
yazlınmak  çôzülmek·III, 110, 112, 228 
yazlışmak  çözülmek III, 105 
yazmak  ;aşmak, yanılmak; çözmek; yazmak· I, 92; II, 20; IIl, 59, 111 
yazmas  ;aşmayan, yanılmayan· III, 59, 379 
yazok et  pastırma· III, 16, 
yazsamak  çözmek istemek, III, 305 
yazturmak  çõzdürmek; yanıltmak· III, 95 
yazuk  boşanmış, bağından çözülmü;· III, 16bkz> yazıglıg 
yazuk  günah, suç· I, 16, 203, 220, 521; II, 75,135, 143, 169, 222, 261; III, 16 
yazuklamak  suçu yüzünden yakalamak·III, 342, 343 
yazuklug  günahlı,III, 50 
yazuksuz  günahsız·I, 400;III, 16 
yebeñ  kumlu, batak· III, 372 
yeh  evet· III, 26, 118 bkz> yah 
yeh mü  "tamam mı" anlamına bir kelime·III,26 bkz> ye mü? 
yek  şeytan·I, 267;II, 236, 338;III, 156, 160 
yel  cin; cin çarpması· III, 144, 163 
yelim  tutkal, kendisiyle tüy ve tüye benzer şeyler yapıştırılan tutkal· III, 20, 70, 99, 108bkz> yélim, 
yilim  yelimlenmek tutkallanmak· III, 115 bkz> yélimlenmek 
yelkin  yelici, koşucu; misafir, yolcu, konuk·I· 31; III, 33, 37, 288, 309 bkz> elkin, yélkin 
yelnemek  memesi dolup sarkmak· III, 310, 319 bkz> yélnemek 
yelpetmek  (ot, saman ve yem) ıslatmak, II, 351, 352 bkz> yalpatmak, yélpetmek 
yelpetmek  yelpazeletmek· II, 352 bkz> yélpetmek 
yelpirmek  rüzgâr esmek, cin tutmuş gibi sağa sola sallanmak; nemlenmek, yeri ıslatmak·III, 93 
yelwi  büyü, sihir, III, 33, 359 bkz> yalwı 
yelwlçi  büyücü, sihirbaz III, 33 
yem  baharat· Itl, 5 ("yem" kellmesl yalnız kullanılmaz, "ot" ile birlikte gelir)· 
yeme  hep, bütün, tamamiyle; yine, dahi, I, 47,106,144, 459; II, 75,118; III, 41, 278. 366. 435 yemeçük buğday taşınan küçük çuval· III,48 
yemek  yemek, yeylp telef etmek,I, 55, 66, 79, 88, 116, 318, 323, 342, 343, 504;II, 69,70. 311; III, 9, 16, 31, 67, 146, 159, 220, 222, 249 
yemet  evet· I, 51;III, 8 bkz> emet, evet,ewet 
yemiş  meyve,I, 251, 263 bkz> yémiş 
yemrü  ;mek ağaç sökmekte yardım etmek· III, 103 
ye mü  "bu sôzü kabul ettin mi? söylediğimi yapmak için kafana koydun mu?" anlamına bir kelime.III, 26 bkz> yehmü? 
yemürgen  dalma söken, koparan,III, 54 
yemürmek  kesmek·III, 54 bkz> tomurmak, 
yamurmak  yençimek ısırmak, kötüleîmek·III, 303 bkz> tençmek, yençmek, yunçımak 
yençmek  ısırmak, yere vurup ayağıyle ezmek, dişle ısırarak parçaları birbirine katmak, kõtüleşmek·III, 303. 435 bkz> tençmek,yençimek, yunçımak 
yenig  yeğni, hafif·III, 92 bkz> yénik 
yenigü  doğurmak üzere olan,III, 36 
yenimek  doğurmak (yalnız kadın için),III,91, 92 
yenitmek  doğurtrnak· II, 597 
yeñeç  yengeç· III, 384 
yeñek  heybe, bohça· III, 70 bkz> yetgek 
yeñge  yenge, büyük kardeşin karısı· III, 380 
yeñi  yenl· I, 376;III, 369 bkz> yangi 
yeñmek  yenmek, alt etmek·III, 391 
yeñşürmek  sıcağa soğuk karı;tirarak ılıştırmak, III, 400 bkz> yiñşürmek 
yerçü  sın, mezar· III, 30 
yerde  ; hemşeri. I, 407; III, 40 
yer kırtışı  yeryüzü· I, 461 
yerküç  tahtadan yapılmış kılıç gibi uzunca,enli bir ağaç parçasıdır, fırındaki ekmeği çevirmek için kullanılır·I, 452 
yermek  yirmek, yaf bir şeyi demirle kesmeksizin uzunlamasına yirmek, kolayca yarmak·III, 58 bkz> yırmak, yirmek 
yer sagrısı  yeryüzü; yer yaygısı·I, 422 
yertürmek  yirdirmek.III, 95 
yerük  yirilmiş, uzunlamasına yirilmiş ve güzelligi gitmiş olan her şey, yirik, gedik· III, 18 bkz> yirük 
yeten  ok atılan tahta yay; atımcı yayı, hallaç yayı·III, 21 bkz> yeteñ 
yeteñ  yün atılıp kabartılan atımcı yayı· III, 372 bkz> yeten 
yetgek  heybe, bohça· III, 70, 77, 344 bkz> yerigek 
yetigen  "yedi kardeşler" adı verilen yıldız, III, 37, 40, 247 bkz> yetiken 
yetiken  "yedi kardeşler" adı verilen yıldız, III, 247 bkz> yetigen 
yetilmek  güdülmek, yedilmek. I, 106 bkz> yétilmek 
yet(i)şmek  yetişmek, erişmek. III, 183 bkz· 
yetiz  enli, enine geniş şey· III, 10 
yetizlik  genişlik, bir şeyin eni· III, 52 
yetmek  yetişmek, erişmek II, 314 bkz> çétmek, yétmek 
yetmek  yetmek, yedeğinde götürmek· II, 314 
yetmiş  kapanmış, iyileşmiş (yara)· I, 245 bkz>bütmiş 
yetrülmek  eriştirilmek; ilhak edilmek.III,107 bkz> yétrülmek 
yetrüm  bırakılmış, salınmış·III, 47 
yetrüm saç  bırakılmış, salınmış saç·III, 47 bkz> yetüt saç 
yetrüşmek  birbirine erişmekte yardım etmek III, 101 bkz> yétrüşmek 
yetti  sayıda yedi· III, 27 bkz> yéti 
yetüt  askere imdat .II, 287 
yetüt saç  sonradan bırakılan saç,II, 287 bkz> yetrüm saç 
yewtilmek  erişmek; olgı^nlaşmak.III, 81, 356 bkz> yıgılmak, yuwulmak 
yezek  asker öncüsü, III, 88 bkz> yizek 
yezemek  aramak üzere dolaşmak, III, 88, 89 
yezne  büyük kız kardeşin kocası· III, 35 
yédişmek  kenar dikmekte yardım etmek·III, 70, 71 bkz> yédilmek, yédmek, yidmek 
yédilmek  dikilmek ve içine eşya konulmak· III, 77 bkz> yédişmek, yédmek, yidmek 
yédmek  bohça veya heybeyi toparlamak, uçlarını birleştirmek III, 434 bkz> yédişmek, yédilmek, yidmek 
yég  yeğ, üst, üstün, daha lyl, lyl, hayırlı·I, 59, 337, 384;III, 43, 133, 144, 160 
yél  yel, rüzgâr, esinti· I, 95, 251. 319, 354;II, 4,154.192,229, 298; III, 93, 98, 108,144,161, 226, 247. 268, 360 
yéldirmek  estirmek, ësmek·III, 98 
yélim  tutkal, kendlsiyle tüy ve tüye benzer şeyler yapı;tırılan tutkal, ökse·III, 20, 70, 99, 108 bkz> yelim, yilim 
yélimen  dağınık şeklide yapılan çapul·III, 38 bkz> yalıman 
yélimlemek  yelek yapıştırmak; yolu araştırmak III, 343 
yélimlenmek  tutkallanmak,III, 115 bkz> yelimlenmek 
yélin  kısrak memesi, tırnaklı hayvan memesi·III, 23 
yéliñ  yeli çok olan, III, 373 
yélkin  yelic!, ko;ucu; müafir, 'yolcu, konuk·I, 31;III, 33, 37, 288, 309 bkz> elkin, yikin 
yélmek  koşmak,III, 64 
yélmek  (aş, yemek) yenmek, yenilmek·III, 64, 185 
yélnemek  memesi dolup sarkmak· III, 310, 319 bkz> yelnemek 
yélpetmek  (ot, saman ve yem) ıslatmak, II, 351, 352 bkz> yalpatmak, yelpetmek 
yélpetmek  yelpazeletmek· II, 352 bkz> yelpetmek 
yélpik  cin ve yel çarpması· III, 46 
yélpinmek  yele, cine çarpılmak, yel çarpmak, cin çarpmak; yelpazelenmek· III, 108, 144 
yém  azık, yemek, taam· I, 468, 480; III, 144 
yémiş  meyve·I, 251, 263;II, 12, 95, 146, 254; III, 12 bkz> yemiş 
yémişlenmek  yemi;lenmek, yemiş, meyve vermek, meyvelenmek.II, 269;III, 114, 197 
yémsinmek  yenneksizin yer gibl göriınınek. III, 109 
yémşen  Kıpçak ülkeslnde blten blr kır yemişi· III, 37 
yénik  yeğni, hafif·III, 18 bkz> yenig 
yén  giyen, elbise; yenì.II, 109, 187, 233; III, 362 
yér  yer, yeryüzü, toprak· I, 15, 16, 33, 75, 97,107, 119, 139, 146, 147, 150, 164, 219. 234, 247, 265, 268,287.288,292,296.301,309,313,325. 361, 364. 416. 422, 423, 429, 438, 439,461, 465, 466, 468. 469, 488. 489, 494, 495, 496, 498, 509, 510, 517. 523, 525;I 
yér  kumaşın veya ağacın bir yüzü. III, 142 
yére  yöre, çevre· III, 24 bkz> yöre, yüre 
yéretmek  yerinmek, tembellik etmek· II, 315, 316 
yérgü  hakir, yerilmiş.II, 29 
yérmek  yermek, beğenmemek, iğrenmek,zemmetmek, hakir görmek·I, 149, 419;III, 185 
yérsinmek  bir yeri yurt 001111110^III, 109 
yéti  sayıda yedi· III, 227 bkz> yetti 
yétik  işlerinde becerikII, güç işleri başaran·III, 18 
yétilmek  erişilmek, yetişilmek III, 77 
yétilmek  güdülmek, yedilmek·I, 106 bkz>yetilmek 
yét(i)şmek  yetişmek, erişmek .III, 183 bkz> yet(i)şmek 
yétmek  yetişmek, erişmek· I, 192, 421, 424; II, 274, 314; III, 406 bkz> çétmek, yetmek 
yétrülmek  eriştirilmek; ihkak edilmek III, 107 bkz> yetrülmek 
yétrüşmek  birbirine érişmekte yardım etmek III, 101 bkz> yetrüşmek 
yétsemek  yetişeyazmak· III, 304 
yétsikmek  erişilmek; ya;lanmak, kocalıp düşkünle;mek· I, 21; III, 106 
yéysemek  yemek istemek· I, 20; III, 304 
yıdışmak  bir şeyin parçaları birbiri içinde çürüşmek, yıpraşmak. III, 70 
yıd  koku· III, 48 bkz> yid 
yıdıg  kötü kokan her şey, III, 12 
yıdıglık  kokmuşluk, yıpranmışlık· III, 51 
yıdıg ot  üzerlik otu, III, 12 bkz> eldrük, ilrük, yüzerük 
yıdımak  kötü, fena kokmak, bozulmak· III, 86, 260 
yıdlamak  koklamak, III, 308 
yıdlanmak  kokmak, bozulmak· III, 110 
yıdlaşmak  koklaşmak· III, 104 
yıgaç  ağaç, ağaç parçası; erkegin erkeklik aygıtı; fersah (eskl bir yer ölçüsü)· I, 14, 18, 152, 174, 198, 219, 244, 249, 251, 254, 260, 263, 271, 283, 290, 294, 297, 312, 319, 439, 485, 502, 503, 505, 511; 11.II, 20, 24, 29, 37, 69, 70, 80, 85, 91, 101, 122, 1 
yıgaçlanmak  ağaçlanmak· III, 113 
yıgaçlık  ağaçlık, ağaçlı olan yer, kereste bulunan yer, III, 51 
yıgdaçı  yığan, toplayan; engel· olan, alıkoyan· III, 106 
yıgılgan  daima yığılan· III, 54 
yıgılmak  toplanmak; çeklnmek, kaçınnìak· III, 79, 80 
yıgılmak  erişmek, olgunlaşmak· III, 81 bkz>yewülmek, yuwulmak 
yıgım  yığılmı;· III, 19 bkz> yıgın 
yıgın  yığın, küme, yığılmış·I, 15; III, 19, 22 bkz> yıgım 
yıgınmak  kendi kendine yığınmak· III, 84 
yıgışmak  yığışmak, yığmakta yardım ve yarış etmek· III, 73 
yıglamak  ağlamak I, 272, 504;II, 232;III, 258, 309, 321 bkz> ıglamak 
yıglaşmak  ağlaşmak· III, 322 bkz> ıglaşmak 
yıglatmak  ağlatmak· II, 355 
yıglışmak  toplaşmak· III, 105 
yıgmak  yığmak, toplamak; bir şeye engel olmak, alıkoymak. I, 15, 399, 504; III, 61 
yıgrılmak  kötüleşmek, büzülmek, titremek I, 248;III, 107, 108 
yıgturmak  yıgdırmak; bir şeyden alıkoydurmak· III, 95, 96 
yıkılgan  daima yıkılan, yıkılgan· III, 54 
yıkılmak  yıkılmak·I, 348;III, 81, 82 
yıkışmak  yıkmakta yardım etmek· III, 74 
yıkmak  yıkmak, yıkılmak· I, 85, 343, 384;III, 20, 63 
yıksamak  yıkmak istennek· III, 306 
yıkturmak  yıktırmak· III, 97 
yıl  yıl, sene· I, 345, 346, 349, 447, 513; II, 118, 331; III, 5, 7, 69,76, 131, 162 
yıl  at yelesi· III, 13 bkz> yal, yalıg 
yılan  yılan· I. 17, 228;II, 18; 20, 275, 279;III,29, 39, 367 § nek yılan; ejderha·III, 155 § ok yılan; kendini insan ve başka şeyler üzerine atan bir yılan·I, 37;III, 29 § sogan yılan; tulum gibi iri bir yılan·I, 409 
yılan yılı  Türkler'in on ikili yıllarından biri ,I, 346;III, 30 
yıldız  ağacın kökü, damarı,III, 40 
yıldızlanmak  köklenmek, bir yere yerleşmek, soylanmak·III, 116 
yıldızlıg  köklü· III, 40 § tüplilg 
yıldızlıg  ; asaletli, köklü, III, 40 
yılgın  ılgın, ılgın ağacı, Tamariska· III, 37 
yılgınlanmak  ılgın ağacına sahip olmak, III, 117 
yılıg  ılık, sıcakla soğuk arası, I, 31, 64; III, 14, 51 bkz> ılıg 
yılımak  ılımak· III, 91 
yılınçga (aş)  tadı, tuzu, yağı olmayan yemek, III, 433 bkz> yalınçga 
yılırmak  ılımak, az ışınmak·I, 179; II, 283 
yılışmak  ılıçmak, ılıklaşmak· III, 74, 75 
yılışmak  birbirini töhmetlemek, itham etmek· III, 75 bkz> yalışmak 
yılıtmak  sıtma tutmak, sıtınadan vücudu ısınmak; ılıtmak, II, 316, 597 
yılkı  hayvan, yılkı, hayvan sürüsü, dört ayaklı hayvanlara verilen genel ad· I, 21, 91, 241, 257, 285, 330, 332, 412, 461, 481, 482;II, 96; III, 34, 76, 90, 104, 131, 200, 292, 300 
yımırtga  damarsız olan her türlü yeşillik; hıyar gibi gevşek olan her nesne· III, 433 
yın  in· III, 6 bkz> in, yin 
yınçge  ince· III, 380 bkz> yinçge 
yıp  ip, tel kendisiyle at bağlanan uzun örk· I,158, 165, 200, 185, 213, 220, 236, 253, 302,414, 523, 524;II, 8, 9, 98, 120, 132, 180, 189,194, 207, 227, 236, 244, 330, 334, 354, 362; III, 3, 104, 255, 286, 388, 426, 428, 444 
yıpar  misk I, 327;II, 4, 6, 122; III, 7, 28, 48, 96. 180, 308 bkz> yipar 
yıparlıg  misk kokan, miski, anberi olan· III, 48, 50 
yıplamak  ip üzerinde oynamak, cambazlık etmek, III, 308 
yıplamak  iple kıl aldırmak· III, 307 
yıplaşmak  iple birbirinden kıl yolu;mak· III, 104 
yıplatmak  ipletmek, iple kıl yoldurmak· II, 355 
yır  koşma, türkü, hava, ır, musikide ırlama, gazel· II, 14, 135;III, 3, 131, 143 
yıragu  çalgıcı, şarkıcı, çağırıcı· III, 36 
yırak  uzak, ırak· I, 97, 309, 456; III, 28, 29 
yıraklanmak  uzak bulmak· III, 115 
yıraklık  uzaklık, ıraklık· III, 51 
yıramak  uzakla;mak, ırak olnnak·III, 88, 366, 422 bkz> yaramak 
yıratmak  uzaklaştirmak·II, 315 
yırlamak  şarkı, gazel söylemek, ırlamak III, 3, 308 
yırmak  yirmek·III, 58 bkz> yermek, yirmek 
yırtılmak  yırtılmak.I, 41; III, 106, 107 
yırtınmak  yırtar görünmek.III, 108 
yırtışmak  yırtmakta yardım etmek,III, 101 
yırtmak  yırtmak·I, 323, 341; III, 435 
yiş  sıkışma· III, 4 bkz> yuş 
yış  iniş, yokuş· III, 4, 143 § art 
yış  yokuş iniş· III, 4 
yış bolmak  sıkı;mak· III, 4 
yışıg  ip; kayıştan örülmüş bağ; boyundurukkayışı·I, 126, 158, 165, 183, 196, 209, 276,427;II, 123, 216, 349; III. 13 
yışıglıg  ipli, ipi olan· III, 49 
yışıklıg  tulgalı, tulga giymi;· III, 50 bkz> aşuk,yaşuk 
yıtıtmak  biletmek· II, 597 bkz> yanutmak 
yi  sık ve birbirine girmiş; elbisenin yivi, dikişi, dikiş, pabuç diki;l; dağ yivi; diş ve ağaçların birbirine girınesi.III, 25, 216, 229, 283 bkz> cigi, yigi 
yiçi  terziII, 3;III, 216 
yid  koku,III, 48 bkz> yıd 
yidmek  bohça veya heybeyi toparlamak, uçlarını birleştirmek III,443 bkz> yédişmek, yédilmek, yédmek 
yig  iğ,I, 48, 85 bkz> ig, ik, yik 
yig  gemin damağa gelen parçası·III, 144 
yig  çiğ, pişmemiş. I, 338; III, 144 bkz> yik 
yigde  iğde· I, 31; III, 31, 147 bkz> yikte 
yigi  sık, birbirine girmiş, sıralanrnış, (dikişte)sağlam. III, 25, 216, 229 bkz> cigi, yi 
yigirme  sayıda yirmi. III, 48 bkz> yigirmi 
yigirmi  sayıda yirmi· III, 48 bkz> yigirme 
yigirminç  sayıda yirminci. I, 132;III, 449 
yigit  yiğit, genç, her şeyln genci·I, 25, 263, 400;II, 113; III, 8, 16, 917, 356, 386. 420 
yigitlik  yiğitlik, gençlik,I, 143, 511; III, 51 
yigne  ìgne,II, 3, 120, 150;III, 35 
yigrenmek  tüyü ürperrnek, iğrenmek III, 109 
yigtürmek  bir şeyle iyilik etmek, III, 96 bkz> yiktürmek, yüftürmek, yüwmek 
yigtürmek  incitmek III, 97 
yik  iğ·III, 144 bkz> ig, ik, yig 
yik  çiğ, pişmemiş·I, 338 bkz> yig 
yiken  hasır yapılan kovalak otu·III, 23 
yiklemek  çiğnemek·III, 309, 310 bkz> egleşmek, iklemek, ikleşmek 
yikte  iğde, I, 31 bkz> yigde 
yiktürmek  bir şeyle iyilik etmek·III, 96 bkz>yigtürmek, yüftürmek, yüwmek 
yilik  ilik·I, 72, 119 bkz> ilik 
yiliklig  ilikli, iliği olan, III, 52 
yilim  tutkal II, 20, 70, 99, 108 bkz> yelim,yélim 
yilmirmek  ılımak, ılır gibi olmak·III, 100 
yimlemek  gözle işaret etmek, III, 310 bkz>imlemek 
yin  beden, vücut, insan bedeni· I, 179, 261, 275; II, 151; III,92, 145, 154, 278 
yin  tüy, £101-1.I, 167, 217, 315; III, 109 
yin  koyun pisliği, davar tersi, hayvan pisliği· I, 49; III, 5 bkz> in § koy yini; koyun 101-51. III, 5 
yin  in, hayvan ini·I, 49;III, 5 bkz> in, yın 
yincü  inci·I, 31 bkz> cinçü, yinçü, yünçü 
yinçge  ince·III, 380 bkz> yınçge § yinçge turku; ince ipek kunìaş·III, 380 
yinçge kız  odalık kız·III, 380 bkz> yinçke kız 
yinçge kişi  Tanrı'ya ibadet eden, tapan·III, 380 
yinçgelemek  ince saymak, inceltilek III, 411 
yinçgelenmek  alçak gönüllülük etmek; odalık edinmek; Tanrı'ya karşı küçüklük göstermek, tapmak, ibadet etmek· III, 450 
yinçke kız  yatağa alınacak, yetişkin cariye ve kız, kız oğlan kız· I, 326 bkz> yinçge kız 
yinçü  inci; cariye· I, 31, 273, 387, 390. 396,419;II, 9, 31, 79, 100, 122, 127, 146, 154, 243, 288; III, 30, 229, 289 bkz> cincü, yincü, yünçü 
yinedmek  sağalmak; yeğnilmek· II, 597 bkz>yinetmek 
yinetmek  sağalmak; yeğnilınek· II, 597 bkz>yinedmek 
yinmek  arannak, sormak- III, 66 bkz> yindmèk 
yiñ  sümük· II, 326; III, 362 
yiñ atmak  sümkürmek· II, 326 bkz> yiñitmek 
yiñdegü  sümüklü (çocuklara bununla sövülür)· III, 387 
yiñitmek  sümkürmek II, 326 bkz> yiñ atmak 
yiñşürmek  sıcağa soğuk karı;tırarak ıliştırmak, III, 400 bkz> yeñşürmek 
yipar  misk·I, 327; 11; 4. 6, 122;III, 7, 28.48, 96, 180, 308 bkz> yıpar 
yipin  koyu kırmızı, kızıl·III, 21 bkz> bayın, yipkil, yipkin 
yipkil  erguvan renginde olan· III, 46, 47 bkz> bayın, yipin, yipkln, 
yipkin  menekşe rengi, erguvan renginde olan, konur, koyu kırmızı·I, 395;III, 37, 47 bkz> bayın, yipln, yipkil 
yirilgen  daima çatlayan, yarılan, yirilen.III, 55 
yirişmek  yirişmek, ylrilmek, ayrılmak; gülümsemek; kuvvetsizleşmek·III, 72, 73 
yirmek  yirmek,III, 58 bkz> yermek, yırmak 
yirük  yirilmiş, uzunlamasına ylrilmiş ve güzelliği gitmiş olan her ;ey, yirik, gedik·III,18 bkz> yerük 
yişilmek  eli işe yatışmak, udumlaşmak· III 79 bkz> işilmek, yuşılmak, yuşulmak,yüşilmek, yüşülmek 
yişim  soğukta dizlere giyilen nesne, bir çeşit çakşır·III, 19 
yişimlenmek  yişim giynnek, tozluk giymek·III, 115 
yitik  keskin, bilenmiş·I, 384;III, 18 
yitik  yitik şey,kaybolan şey, II, 182 bkz> tiyül, yitük 
yİtiklemek  kaybolanı aramak, III, 343 
yitim  keten tohumıı· III, 24 
yitmek  kaybolmak, yitmek. I, 467; II, 314 
yittilrmek  kaybettirmek,' bìr şeyi bohça ve bohçaya benzer şeylerde saklatmak· III, 94 bkz> yağturmak, yatturmak ; 
yitük  kaybolan şey, yıtik. II, 115, 182;III, 18, 181 bkz> yitík 
yitüklig  bir şey yitiren, kaybeden,III, 18 
yitürmek  kaybetmek, yitirmek. III, 67 
yiz  sele otu, çiğ otu, sele sazı, Artemlsìa abrotonon (kamı;tan daha ince ve yumuşak olup göçebelerce çadır örtüsü yapılır)·III, 135, 143 
yizek  askerin önde giden bölüğü, öncül· III, 18 bkz> yezek 
yodluşmak  silinmek III, 105 
yoğmak  silmek, bozmak, mahvetnnek· III, 434 
yoğsamak  silmek Istemek· III, 305 
yodturmak  sildirmek III, 94 bkz> yutturmak 
yodulmak  silinmek, yok edilmek·III, 77 
yodunmak  sllinmek·III, 83 
yoduşmak  (leke, kitapta yanlı; vb.) silmek ve gidermek işinde yardım etmek,III, 70 
yog  matem, yas, ölü gömülmesinden sonra üç veya yedi güne kadar verilen yemek.III, 143 
yog basan  ölü gömüldükten sonra verilen yemek·I, 399 
yogdu  devenin çenesi altındaki uzun tüyler III, 30 bkz> cugdu, yogru, yogruy, yugdu 
yoglamak  ölü için yemek vermek.III, 309 
yogrı  çanak,III, 31, 32 
yogru  deve tüyünün uzunları .III, 31 bkz> cugdu, yogdu, yogruy, yugdu 
yogrulmak  yogrulmak. I, 248; III, 107 
yogrum  bir defada yoğrulacak kadar olan· III, 47 
yogruşmak  yogruşmak, yoğrulmak, yoğurmakta yardım etmek·II, 122;III, 102 
yogruy  deve tüyünün uzun olanları .III, 31 bkz> cugdu, yogdu, yogru, yugdu 
yogun  yogun, şişkin, kalın·III, 29 
yogurguç  şehriye ve benzeri şeylerin açılmasında kullanılan oklağı·I, 493 
yogurkan  yorgan·I, 197, 210;II, 137, 141; III, 54, 110, 253 
yogurmak  yogurmak·II, 102 
yogurt  yogurt, I, 182, 208;II, 189, 295;III, 164, 190 
yogurtmak  yogurtmak·III, 436 
yok  çanak bulaşıgı,III, 4 bkz> yak, yak yuk, yok yak, yuk, yuk yak 
yok  yok·I, 68, 70, 323, 360, 368, 420;II, 28; III, 3, 143, 147, 151, 154, 239 
yokadmak  yok olmak,III, 384 
yokar  yukarı·I, 142, 320 bkz> yokaru, yukaru 
yokaru  yukarı· II, 4, 6, 35, 81, 198, 260;III, 285 bkz> yokar, yukaru 
yoklamak  yükselmek, çıkmak·III, 212, 221 
yoklatmak  yükseltmek, dağa çıkartmak·II, 355 
yok yak  çanak bulaşıgı·III, 4 bkz> yak, yak yuk, yok, yuk, yuk yak 
yok yér  yokuş yer·III, 4 
yol  yol, sefer, ani yola çıkma·I, 53, 63, 66, 92,155, 173, 196, 204, 208. 247, 292, 332, 342, 458;II, 8, 29, 98, 176, 197, 212, 214, 232; III, 64, 87, 144, 187, 288, 292, 343, 387, 423, 450 
yolak  çay· I, 222; III, 17 bkz> yul, yulak 
yolak  çıgır, çılga, kırlardaki küçük yol; yol yol çizgili olan her ;ey· III, 17 § yolak barçın; yol yol çizgileri bulunan ipek kumaş· III, 17 
yoldramak  (maden ve cevher) parlamak· III, 437 bkz> yoldrımak yoldrımak (maden ve cevher) parlamak· III, 437 bkz> yöldramak 
yoldruga  kılıç gibi uzunca bir bitki, III, 433 bkz> yoldurga 
yoldruk  cilâlı, parlak, süslü, III, 432 bkz> yaldruk, yuldruk 
yoldurga  kılıç glbi uzunca blr bltki· III, 433 bkz> yoldruga 
yolgırmak  yolda rastlamak· II, 193 
yolıç  keçi kıllarrnın diplerinde bulunan yumuşak ince yün·III, 27 bkz> yovlıç, yulıç 
yolıtmak  yagma ettirmek·II, 316 bkz> yoluşmak, yolutmak, yulıtmak, yulumak,yuluşmak, yulutmak yolkaşmak 
yolkmak  sıyırmak; çatlatmak; yolmak, bir şeyden herhangi bir şeyi çıkarmak, soymak; faydalanmak, elde etmek,III, 435, 436 
yolkunmak  sıyrılmak,III, 110 
yolkuşmak  birbirinden kâr veya fayda elde etmek,III, 103, 10 
yolmak  yolmak, yolmak için kaynar suya bırakmak; kurtarmak, bırakmak, salıvermek; istinsah etmek,II, 24;III, 63, 64 
yolratmak  parlatmak·II, 353 bkz> yalratmak, yalrıtmak, yolrıtmak 
yolrıtmak  alevlernek, parlatmak·II, 353 bkz> yalratmak, yalrıtmak, yolratmak 
yolsuz  yolunu azıtan kimse·III, 40 
yoltga  bir ;eyle alay etme·III, 432 bkz> yaltga, yultga 
yoltga  kılmak alay etmek, maskaraya almak· III, 432 
yolturmak  para verdirèrek köleyi azat ettirmek; yoldurmak.III, 97 
yolug  fidye, feda, kurban·I, 210, 243, 399; III, 13, 333 
yoluglug  fidyeli, fidyesi verilmiî olan· III, 49 
yolunmak  yolunmak; azat edllmek, bırakılmak, bo;anmak·III, 85 
yoluşmak  yağnıala{mak·III, 75 bkz> yolıtmak, yolutmak, yulıtmak, yulumak yuluşmak, yulutmak 
yolutmak  yağma ettirrnek·II, 316 bkz> yolıtmak, yoluşmak, yulıtmak, yulumak, yuluşmak, yulutmak 
yonak  hayvanların sennerleri altına konan şey,çul çuval parçası III, 29 
yonındı  yonuntu, talaş,III, 30 
yonınmak  yonar göstermek,III, 86 bkz> yo-nunmak 
yonulmak  yonulmak,III, 82 
yonumak  yonmak I, 384 
yonunmak  yonar göstermek·III, 86 bkz> yonınmak 
yonuş  yontmakta yardım ve yarış etmek· III, 75 
yoñag  beye birini geçme, gammazlık etme·III, 376 
yoñamak  beye birini geçmek, gammazlık etmek, yanılmak, şikâyet etmek III, 397 
yoñatmak  koğulamak,II, 326, 327 
yorçı  usta kılavuz,III, 30 
yorıdaçı  hısımlar, dünürler arasında gelip giden adam·II, 51 
yorıga  yorga yürüyen (at için)· III, 174 
yorıgçı  hısımlar, dunürler arasında gelip giden adam· II, 51 
yorıglı  yürümeyi düşünen· I, 326 
yorıgu  yürünecek yer ve zarnan· III, 36 
yorık  akma, yürüme, gidiş, huy· I, 378; II, 40; III, 15 bkz> borık, yoruk 
yorık  tabir (rüya vb.) sözün gidişi, anlaşılışı III, 18 bkz> yormak, yörük 
yorık  uz dilli· III, 15 
yorık tıl  fasih diL III, 15 
yorımak  yürümek, gitmek, varmak; ismi varıp yayılmak; yürüyüp yorulmak· I, 167; II, 41; III, 31, 87, 219, 375 bkz> yormak 
yorınça  yonca·III, 375 bkz> yorınçga 
yorınçga  yonca·I, 431; III, 433 bkz> yorınça 
yorışmak  yürüşmek; yol yol olmak, yıpramak· III, 72 
yorıtmak  yürütmek, (ilâç) içini sürdürmek I, 115; III, 315 
yormak  tabir etmek, yorrnak· III, 125 bkz> yorık, yör(ik 
yormak  yürümek. I, 456; III, 87 bkz> yorımak 
yortmak  dört nala koşturmak, bir işe başlamak üzere yürümek, III, 356, 435 
yortug  savaş gününde veya bir yere giderken hakanın yanında bulunan kimseler· III, 42 
yortuşmak  at yürütmekte yarış etmek· III, 101 
yoruk  gidiş, huy,I, 27 bkz> borık, yorık 
yorulmak  çözülmek.III, 78 bkz> yörmek 
yorutgan  çok osuran, osurgan·III, 52 
yorutmak  osurmak,III, 52 
yotturmak  sildirmek·III, 94 bkz> yoddurmak 
yovlıç  keçl kıllarının diplerindeki yumuşak ince yün·III, 27 bkz> yolıç, yulıç 
yozamak  (kısraktan başka hayvan) kısır kalmak·III, 88 bkz> kısır bolmak 
yozmak  çok aknnak·I, 192 bkz> yilzmek 
yök  kuş tüyü, kuş yeleği, ok yelegi. 111. 143 bkz> yüg, yük, yüñ 
yökletmek  oka yelek taktırmak.II, 356 bkz> yükletmek 
yöre  yöre, çevre, bir ;eyin etrafı·III, 24 bkz> yére, yüre 
yörgek  örtü·II, 289 
yörgek bolmak  örtülmek, gök kara dumanla örtülmek II, 289 
yörgemeç  işkembe ve bağırsağın incecik kıyılarak bağırsak içinde kızartılması veya pişirilmesi suretiyle yapılan yemek·III, 55 
yörgemek  sarmak,III, 307 
yörgenç  dağ dönemed, dağ büklümü, buküntülü, kıvrık·III, 387 bkz> tezginç 
yörgenç  ağaçlara sarılıp onları kurutan bir çeşit bitki, sarmaşık·III, 387 
yörgençü  sargı, dolak·II, 346; 111. 296 
yörgenmek  örtülmek, sarılmak.I, 331; II, 303; III, 110 bkz> yörkenmek, yürgenmek 
yörgeşmek  sarılmak, birbirlne girmek, dolaşmak, karışmak.I, 395, 437;II, 285;III, 104 bkz> yörkeşmek, yürgeşmek ; 
yörgetmek  sardırmak· II, 354 
yörgeyek  ulanmış, I, 135 
yörkenmek  örtülmek, sarılmak. I, 331; II, 303; III, 110 bkz> yörgenmek, yürgenmek 
yörkeşmek  sarılmak, birbirine girmek, dolaşmak, karışmak.I, 395, 437;II, 285;III, 104 bkz> yörgeşmek, yürgeşmek ; 
yörmek  çözmek III, 58,185 bkz> yorulmak 
yörük  tabir (rüya vb.) sözün gıdişi, anlaşılışı· III, 18 bkz> yorık, yormak 
yu  kadınların bir şeyden utandıkları zaman söyledikleri bir kelime· III, 215 
yubagu  üzerinde durulmayan, yapılmaması gereken, III, 36 
yubakulak  sıtmadan titreme· III, 56 
yubalmak  ihmal edilmek, yüzüstü bırakılmak, üzerinde durulnnamak· III, 76 
yubalmak  karışmak· III, 76 bkz> burbàşmak, yubanmak 
yubanmak  çekinmek, bırakmak· III, 83 
yubatmak  savsaklatmak, savsaklamayı emretmek· Asıl anlamı burbatmak, yap yup kılmak, yubılamak, yuplamak, 
yubılamak  aldatmak, hile yapmak, al etmek., II, 315; III, 327, 328 bkz> burbatmak, yap yup kılmak, yubatmak, yuplamak 
yudkı  karanlık, ekşi· II, 250 
yudruklanmak  elini yumruk yapmak· III, 116 
yudruk  yumruk.III, 42, 43 
yudug  başkasının suçu yüzünden kendine sötgelen kimse-III, 12 
yudug  çocuklara sövülen bir kelime· III, 13bkz> yudııt 
yudurmak  almak, yükleırıek· I, 371 bkz> yüdürmek 
yudut  hayırsız, kendine hayrı olmayan; bir çeşit küfür (sövme)·III, 8, 13 bkz> yudııg 
yudutmak  soğukta dondurarak öldürmek· II, 302 bkz> budutmak 
yufga  ogulluk, oğulluğa alınmış· lll; 32 
yufgadmak  yozlaşmak, dik ba;lı olmak· II, 354 bkz> yufgatmak, yuwgalanmak 
yufgatmak  yozlaşmak, dik başlı olmak II, 354 bkz> yufgadmak, yuwgalanmak 
yufka  ince, yufka, ucuz, II, 294, 350; III, 34, 204, 302 bkz> yupka, yuwga 
yufkalanmak  yaltaklanmak, yavuncımak· III, 203, 204 
yufluşmak  yuvarlanmak. III, 105 bkz> yuwluşmak 
yufuşmak  yardımlaşmak, birbiriyle dost olmak,III, 73 bkz> yüfüşmek 
yuga  katmer, yuka, yufka·III, 27, 34, 35 bkz> yuvga § katma yuga; yağda pişirilen ufalanmış ekmek I, 433 
yugaç  bir dere veya ırmagın karşı tarafı·III, 8, 9 bkz> yuguç 
yugak  su kuşu·I, 222;III, 17 
yugçı  yuyucu, yıkayıcı· II, 171 
yugdu  devenin uzamış olan tüyleri .I, 31;III, 30 bkz> cugdu, yogdu, yogru, yogruy 
yugruş  Türkler'ce halktan vezirlik derecesine çıkan adann, hakandan bir derece aşağıdır,yalnız Türkler'e özgedir·III, 41 
yuguç  ırmak ve derenin arkası· I, 18 bkz> yugaç 
yuk  çanak bulaşığı, kaptaki bulaşık· III, 4, 143 bkz> yak, yak yuk, yok, yok yak, yuk yak yukaru yukarı· III, 180 bkz> yokar, yokaru 
yukmak  bulaşmak, sıvanmak, sirayet etmek· III, 63 
yukturmak  sürdürmek, bulaştırmak,III, 96 
yukulmak  bulaşmak, sıvanmak·III, 81 
yukuşmak  bulaşmak, yayılmak·III, 24, 74 bkz> tokuşmak 
yuk yak  çanak bulaşiğı, kaptaki bulaşık·III, 4 bkz> yak, yak yuk, yok, yok yak, yuk 
yul  kaynak, çay, pınar, su pınarı, kaynağı, gözü·111, 4, 144 bkz> yolak, yulak § yul yulakî küçük küçük bir çok su pınarları. III, 17 
yula  kandil· I, 200; III, 25, 26 
yulak  küçük küçük birçok su pınarları. III, 17 bkz> yolak, yul 
yulaklanmak  pınarlanmak, pınarlar çogalmak, III, 115 
yular  at yuları. III, 9, 28 yularlamak yularlarnak, baglamak. III, 9 
yularlanmak  yularlanmak, yular takılmak. III, 114 
yularlıg  yularlı, yularlanmış· III, 49 
yuldruk  cilâlı, parlak, süslü· III, 432 bkz> yaldruk, yoldruk 
yulduz  yıldız, yıldızların genel adı· I, 96; II, 303; III, 40, 149, 378 
yulıç  keçi kıllarının diplerlnde bulunan yumuşak ince yün· III, 27 bkz> yolıç, yovlıç 
yulıtmak  yagma ettirmek II, 316 bkz> yolıtmak, yoluşmak, yolutmak, yulumak, yuluşmak, yulutmak 
yulkunmak  sıyrılmak·III, 110 bkz> yolkunmak 
yultga  bir şeyle alay etme·III, 432 bkz> yaltga, yoltga 
yultga kılmak  alay etmek, maskaraya almak. III, 432 
yulumak  birine yardım etmek; birini yağma etmek,III, 90, 91 bkz> yolıtmak, yoluşmak, yolutmak, yulıtmak, yuluşmak,yulutmak 
yulun  murdar ilik, kokar ilik ,III, 23 
yuluşmak  yağmalaşmak·III, 75 bkz> yolıtmak, yoluşmak, yolutmak, yulıtmak, yulumak, yulutmak 
yulutmak  yağma ettirmek·II, 316 bkz> yolıtmak, yoluşmak, yolutmak, yulıtmak, yulumak, yuluşmak 
yul yulak  küçük küçük birçok su pınarlan III, 17 
yumak  yıkamak.III, 45, 66, 157, 249 
yumdarmak  toplamak· III, 98 
yumgak  yumak, yuvarlanan ve yuvarlak olan her şey, III, 44 § yumgak tene; yuvarlak tane, kişniş. III, 44 
yumgaklanmak  yumak, yuvarlak yapılmak· III, 116 
yumgı  toplu, çok,III, 35 
yumgın  toplu olarak, toptan, hep birden,bütün·II, 294;III, 240 
yumınmak  yumar gibi görünmek III, 86 bkz> yumunmak 
yumıtgan  daima toplanan·III, 53 
yumıtmak  toplanmak·I, 69;II, 312, 597 bkz> yumutmak 
yumız (er)  etli, tiknaz (adam), III, 10 bkz> yumuz er 
yumluşmak  yumulmak· III, 105 
yummak  yummak· III, 64 bkz> yümmek 
yumşak  yumuşak· II, 74, 295; III, 44, 276, 320 
yumşaklanmak  yumıışamak, yaltaklannnak· III, 116 
yumşamak  yumuşamak, I, 110, 441; III, 306, 320 
yumşatmak  sepiletmek, yumuşatmak, sözü veya kitabı çabuk çabuk söylemek ve okumak· II, 354 
yumulgan  daima yumulan, III, 55 
yumulmak  yumulmak· III, 55 bkz> yümülmek 
yumunmak  yumar gibi görünmek III, 86 bkz> yumınmak 
yumur  hayvanların göden bağırsağı.III, 9 
yumurlamak  yumru yapmak, toplarrıak·I, 389 
yumurlanmak  toplanmak,II, 270;III, 114 
yumurtga  yumurta, bütün kuşların yumurtaları, insanların ve hayvanların taşakları. II, 313; III, 433 
yumuş  hizmet, vazife, elçilik, iki ve ikiden artık kimse arasında elçilik I, 484;III, 12 
yumuşçı  melek, III, 12 
yumuşga  "kızılcık" veya "güren" denilen dag yemişi· III, 48 bkz> yafışgu 
yumutmak  toplanmak· I, 214 bkz> yumıtmak 
yumuz (er)  etli, tıknaz (adam)· III, 10 bkz> yumız er 
yunçıg  kederlenmiş, bitap, düşkün, kötü, zayıf, cılız, arık, hali fena çürüklüğünden ele alınamayan.I, 93 
yunçımak  kötüleşmek, yoksullaşmak, yoksulluktan kötüleşmek; ısırmak·II, 281; III, 303 bkz> tençmek, yençimek, yençmek 
yunçırmak  kötülemek· III, 98 
yunçıtmak  incitmek. II, 352 bkz> yunçutmak, yünçitmek, yilnçiltmek 
yunçutmak  incitmek· II, 352 bkz> yunçıtmak, yünçitmek, yünçütmek 
yund  at (cins adı), atlar, at sürüsü .I, 235, 292, 389;II, 153; III, 7, 9, 223 
yundak  at fışkısı, at gübresi, III, 44, 168 
yundı  yemek yendikten sonra kabın yıkantısı· III, 31 
yundurmak  döndürmek; kusmak; korkutmak· III, 98, 99 bkz> yalmak, yandurmak,yanmak, yunmak 
yund yılı  Türkler'in on ikili yıllarından birì· I, 346; III, 7 
yungak  çögen, kôkü sabun gibi köpüren bir bitki· III, 44, 45 
yun kuş  tavus kuşu· III, 144 
yunmak  yunmak, yıkanmak· II, 314; IIII, 66 bkz> çunmak 
yunmak  döndürmek; kusmak; korkutmak· III, 98 bkz>yandurmak, yanmak, yundurmak yuñ yün, yün sümeği I, 150, 284, 507;II, 89, 147, 220. 221, 236, 241;III, 3, 248, 289, 361, 362 bkz> yüñ yuñ ciğere bitişik bezli bir et (yalnız kadınlar yer)· III, 361 
yuñlamak  yün kırpmak· III, 404 
yuñlatmak  yünletmek, yün kırktırmak· II,359, 360 
yuñ yap  yün yapağı, III, 3 
yup  hile, al· III, 142,159 bkz> al, yap 
yupka  yufka· III, 34 bkz> yufka, yuwga 
yuplamak  hile yapmak, al etmek· III, 142 bkz> burbatmak, yap yup kılmak,yubatmak, yubılamak 
yurbag  sürünceme, lşl uzatma, i;i yarına bırakma, I, 461 bkz> burbag 
yurbaş (ış)  neresinden çıkılacağı belli olmayan karişik (iş)· I, 459 
yurç  karının küçük erkek kardeşl, küçuk kayın· III, 7 
yurlamak  haykırmak· I, 189 bkz> orılaşmak, orlaşmak, urılamak, urlamak, urlaşmak 
yurt  delik· I, 93 
yurt  yurt; eski izerler, ören· III, 7, 258 
yurun  ipek kuma; parçası· III, 22 § yurun 
yuka (yaka)  ipek yaka· III, 22 
yurunlug  ipek kumaş parçası olan· III, 50 
yuş  yeşillik, III, 4, 143 
yuş  sıkışma,III, 4 bkz> yış 
yuş bolmak  sıkışmak·III, 4 
yuşılmak  udumlaşmak, eli işe yatışmak; emzikten akıtilmak·III, 79 bkz> işilmek, yişllmek, yuşulmak, yüşilmek, yüşülmek 
yuşmak  emzikten akıtmak·III, 60 bkz> yüşmek 
yuşul  yeşil·III, 19 § yaşıl yu;ul; yeşil mişil·III, 19 
yuşulgan  daima akan·III, 53 
yuşulmak  eli işe yatkın olmak,III, 53 
yuşulmak  akıp dökülmek, fışkırmak·II, 128; III, 79, 102 bkz> işilmek, yişilmek, yuşılmak, yüşilmek, yüşıilmek 
yut  kışın soğukta hayvanları öldüren felâket· III, 142 
yutıkmak  yutamak, soguktan hayvan telef olmak· III, 76 bkz> yutukmak 
yutmak  yutmak. II, 313 
yutturmak  sildirmek III, 94 bkz> yodturmak 
yutukmak  kuraklıktan arıklamak, ölüm haline gelmek,I, 21 bkz> yutıkmak 
yuvga  katmer, yuka, III, 27 bkz> yuga 
yuvmak  yuvarlamak III, 393 bkz> yuwmak 
yuvug  sellerin dağdan yuvarladıgı kaya parçaları.III, 164 bkz> yuwug 
yuwalmak  yuvarlanmak· I, 397 bkz> yuwulmak 
yuwga  zayıf, ince, yufka, âciz· II, 6; III, 80, 156 bkz> yufka, yupka 
yuwgalanmak  yaramazlaşmak.III, 203 bkz>yufgadmak, yufgatmak 
yuwılmak  yumşamak.I, 441 bkz> yuwulmak 
yuwka  her şeyin incesi, yuka, III, 33 
yuwlunmak  yuvarlanmak, kendi kendine yuvarlanmak. III,111, 112, 113 
yuwluşmak  yuvarlanmak III, 105 bkz> yırfluşmak 
yuwmak  koşmak· III, 62 
yuwmak  yuvarlamak· III, 61, 112, 113 bkz>yuvmak 
yuwsamak  yuvarlamak istemek III, 306 
yuwturmak  yuvarlatmak.III, 96 
yuwug  sellerin dağdan yuvarladıgı kaya parçaları,III, 164 bkz> yuvug 
yuwulmak  uslandırılmak; akıtılmak; yuvarlanmak; toplanmak·I, 397;III, 80, 112, 113 bkz> yuwalftıak 
yuwulmak  erişmek, olgunlaşmak,III, 81, 356 bkz> yewülmek, yıgılmak 
yuwuşmak  yuvarlaşmak· III, 74 
yüdrük  yüklük, üzerine eşya ve elbise konan şey, dolap, masa ve benzerı şeyler·· III, 45 
yüd  yüz, II, 250 bkz> yüz 
yüdmek  yüklemek, yüklenmek· I, 404; III, 434 
yüdürmek  yüklemek.I, 371; III, 67, 68 bkz>yudurmak 
yüdüşmek  yükleşmek, yüklemekte yardım ve yarış etmek· III, 71 
yüftürmek  bir şeyle iyilik etmek- III, 96 bkz>yigtürmek, yiktürmek, yüwmek 
yüfüş  hısımların (çok kere gerdeğe konulan gelini çeyiz sahibi etmek üzere) elbise veya mal ile yardımlaşması. III, 11 
yüfüflüg  armağanlı. III, 12 
yüfüfmek  yardımlaşmak; birbiriyle dost olmak· III, 73 bkz> yufuşmak 
yügmek  toplamk· II, 243 
yügrük  koşucu, geçici, yüğrük· I, 110;III, 45, 175 
yügrük  bilge bilgin akıllı, erdemIi, udumlu kişi .III, 45 
yügrüm  bir koşuluk yer·III, 47 
yügrüşmek  koşuşmak· III. 102, 367 
yügün  gem,III,144, 366. 371 § küvüç yügün; küçük yular, çilbir· III, 163 
yügür  darı, III, 9 bkz> ügür 
yügürgen  Çin'den İslam diyarín·gelen kervanın müjdecisi; her zaman koşan, koşucu·II, 15;III, 54 
yügürgen  (at) koşucu yüğrük at· III, 54 
yügürgün  darı gibi kırmızı taneli bir bitki· III, 54 
yüg(ü)rmek  (at) koşmak, yüğrükçe koşmak, geçmek, seğirtmek; beze erlş yïpmak.I, 360;II, 13, 133, 137;III, 68. 69 
yügürtmek  koşturmak,II, 274;III, 437 
yük yük  , bohça·I, 75, 138. 210, 237, 247, 280, 365, 521;II, 44, 75, 149, 166, 180, 222, 225,230, 246. 339, 355;III, 4. 67, 309. 314, 316, 322, 434 
yük  kuş tüyü, kuş yeleği, ok yeleğl,III, 45, 70, 97. 143 bkz> yük, yüg, yürig 
yüklegsek  yüklemek isteyen· III, 314 
yüklemedeçi  yüklemeyici, yüklemeyen·III, 316 
yüklemegli  yüklemek dileğinde, azminde olan·III, 316 
yüklemek  yüklemek, III, 309 
yüklemsinmek  yükler görünmek·III, 322 
yükletmek  yükletmek, yüklettirmek·II, 355, 356 
yükletmek  oka yelek taktırmak·II, 356 bkz>yökletmek 
yüklüg ok  yelekli ok·III, 217 
yüksek  yüksek· II, 294; III, 45, 46 
yüksek  terzi yüksüğü·III, 46 bkz> yüksük 
yüksemek  yükselmek, uzamak,I, 320;III, 306 
yüksetmek  yükseltmek·II, 354 
yüksük  terzi yüksüğü·III, 46 bkz> yüksek 
yükünç  namaz, ibadet; baş eğme·I, 171;II, 25;III, 375 
yükündeçi  ibadet eden, baş eğen,II, 168 
yüküngen  her zaman yükünen·II, 168 
yüküngüçi  ibadet eden, baş eğen· II, 168 
yükünmek  secde etmek, ibadet etmek, namaz kılmak, büyük önünde eğilmek, ba; eğmek· II, 167; III, 84, 167, 375 
yülegü  destek, dayak,III, 36 
yüleklig  dayanmış, söykenmiş .III, 52 
yülelmek  direk dikilmek,III, 82 
yülemek  desteklemek, destek vurmak; güvenmek·III, 89, 90 
yilligü  saç tıraş eden ustura·III, 174 bkz> kerey 
yülilmek  yolunmak·III, 82 
yülimek  yülümek, tıraş etmek·III, 90 
yülitmek  yülütmek, tıraş ettirmek·II, 316bkz> yülütmek 
yüliltmek  yülütmek, tıraş ettirmek II, 316 bkz> yülitmek 
yümmek  (göz) yummak· III, 64 bkz> yummak 
yümtilrmek  yumdurmak· III, 97 
yümülgen  dalma yumulan· III, 55 
yümülmek  yumulmak· III, 55 bkz> yumulmak 
yünçitmek  incitmek·II, 352 bkz> yunçıtmak,yunçutmak, yünçütmek 
yünçü  inci III, 279 bkz> cincü, yincü, yinçü 
yünçütmek  incitmek·II, 352 bkz> yunçıtmak, yunçutmak, yünçitmek 
yüñ  yün, yün sümeği; pamuk·I, 150, 284, 507; II, 89, 147, 220, 221, 236, 241; III, 248, 289, 361, 362 bkz> yurig yüñ kuş yeleği, III, 97 bkz> yök, yüg, yük 
yüre  çevre, muhit· II, 45 bkz> yére, yöre 
yürek(g)  yürek, I, 41, 325;II, 144;III, 18, 33 
yüreklenmek  cesaret göstermek, yiğitlenmek- III, 115 
yüreklig  yüreği pek, yiğit, cesur, yıirekll. III, 18, 51 
yürgenmek  örtülmek, sarılmak· I, 331; II, 303; III, 110 bkz> yörgenmek, yörkenmek yürgeşmek sarılmak, birbirine girmek, dolaşmak, karışmak.I, 395, 437; 11. 285; III 104 bkz> yörgeşmek, yörkeşmek 
yürgeyek  ulaşmış·I, 135 
yüşeñ  (taş) düz cilalı.I, 135;III, 372 bkz>üşeng 
yüşilmek  eli işe yatişmak, udumlaşmak; em zikten akıtılmak. 111. 79 bkz> işilmek, yişilmek, yu;ılmak, yuşulmak, yüşülmek 
yüşmek  akitmak,III, 60 bkz> yuşmak 
yüşülmek  eli işe yatişmak, udumlaşmak; emzikten akıtılmak.III, 79 bkz> işilmek, yişilmek, yuşılmak, yuşulmak, yüşilmek 
yüwmek  blr şeyle yardım etmek·III, 172 bkz> yigtürmek, yiktürmek, yüftürmek 
yüwsemek  gönül almak istemek· III, 306 bkz>yawsamak 
yüz  yüz, çehre, veçhe· I, 47, 60, 69, 102, 150,173, 216, 226, 243, 250, 256, 366, 422, 463, 486; II, 8, 81, 96, 144.171.183 ,188,194, 230,253, 295, 304, 339. 349, 353, 355, 363; III,33.43, 63, 104, 132, 143, 307, 308, 327. 394, 434, 439 bkz> yüğ 
yüz  sayıda yüz· I, 80 
yüzer1ik  üzerlik otu, Peganum harnnala·III, 12 bkz> eldrük, ilrük, yıdıg ot 
yüzkeşmek  yüze çıkmak, I, 395 
yüzlenmek  yüzünü dönmek; saygı sahlbi olmak; halktan hizmet istemek III, 110, 111 
yüzlüg  yüzlü, I, 426; III, 45 
yüzmek  yüzmek, soymak; yayılmak ve dağılmak, çok akmak· I, 472; III, 59 bkz> yozmak 
yüztürmek  yüzdürmek, III, 95 
yüzük  yüzük (parmağa takılan)· III, 18 

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü X V Y Z

 

DİVÂNÜ LÜGATİ'T TÜRK ANA SAYFASINA DÖN


Türkmüsün.net

Copyright © 2005 Türkmüsün.net    Tüm hakları saklıdır.